İli Nehri Antlaşması

Bugünkü yazımızda İli Nehri Antlaşması'in heyecan verici dünyasına gireceğiz. Bugün kökenlerini, evrimini ve çeşitli uygulamalarını inceleyeceğiz. İli Nehri Antlaşması uzun süredir ilgi duyulan bir konudur ve toplumun farklı alanlarını etkileyen tartışmalara, araştırmalara ve keşiflere yol açmıştır. Bu yazı boyunca İli Nehri Antlaşması'in kültürü, bilimi, teknolojiyi ve insanların günlük yaşamlarını nasıl etkilediğini analiz edeceğiz. Ayrıca İli Nehri Antlaşması ile ilgili güncel trendleri ve bunların toplumumuzun geleceğini nasıl etkileyebileceğini inceleyeceğiz. Tarihteki etkisinden çağdaş dünyadaki önemine kadar İli Nehri Antlaşması, büyük ilgi ve alaka konusu olmaya devam ediyor, bu da onun önemini ve hayatımızda oynadığı rolü anlamamızı çok önemli kılıyor.

İli Nehri Antlaşması
Antlaşmanın yapıldığı coğrafya
TürBarış Antlaşması
İmzalanma638
YerToygun

İli Nehri Antlaşması (638), Batı Göktürk Kağanlığı'nın On-ok ve Tuğluk urukları arasındaki iç savaşı sonlandıran boylar meclisi antlaşmasıdır. Bu antlaşmaya göre, kurucu boylar Batı Göktürk Devleti'nin konfederatif bütünlüğünü desteklemek ve garanti etmekle sorunlu tutulmuştur. Ancak buna bağlı olarak, On-oklar ve Tuğluklar, antlaşma uyarınca konfederasyona bağlı tam bağımsız iki devlet teşkil etmiştir.

638'de yapılan bu antlaşma adını İli Nehri'nden almıştır. Böylece İli Nehri, konfederatif yapının iki bağımsız devleti arasında sınır teşkil etmiştir. Deevletin bölünmesine neden olan savaşlar 634'te başlamıştır. Bu savaş yıllarında, kağanlığın toprakları beylik yapıalnmasına bağlı kalmak koşuluyla doğu boyları lehine yeniden paylaştırılmıştır.

Çatışmaların çıkması ve konfederatif yapının kurulmasında İzgil beyi Kül-erkin başrol oynamıştır. Birleşik Türk boyları ulusal meclisi olan Toygun, toprak sahibi Türk beylerinin katılımıyla toplanmış ve İşbara Teriş Tunga Kağan'ın tahttan indirilerek yerine Yukuk Kağan'ın Türk Kağan (Türk kağan ifadesi konfederasyonun kağanı anlamında kullanılırdı.) olarak atanmasına karar verilmiştir.[1] Antlaşmadan sonra azledilen Batı Göktürk Kağanı İşbara Teriş, ülkenin doğusundaki egemenliğini devam ettirmiştir. Ülkenin batısında ise Aşina ailesinden Yukuk Kağan etkili olmuştur. Aslen bir Doğu Göktürk asilzadesi olan Yukuk, Batı Göktürk kağanı olduktan sonra Yelbi Türk Kağan adıyla ülkeyi idare etmiştir.[2] Ancak Yukuk Kağan, antlaşmadan 4 yıl sonra tahttan çekilerek Kunduz kentine gitmiş ve ölene kadar burada yaşamıştır.[1] Batı Göktürklerinin parçalanmasından sonra, ortaya Türkeş Kağanlığı çıkmıştır.[3]

Antlaşmanın maddeleri

Antlaşmanın maddeleri birleşik Türk ulus meclisi olan Toygun'da alınan kararlardır. Toygun'da şu kararlar alınmıştır:

1. Kağanlık, On-oklar ve Tuğluklar tarafından konfederatif yapı içerisinde ikiye bölünecek,

2. İki devlet de bağımsız olacak,

3. İli Nehri'nin doğusunu On-oklar kontrol edecek, buranın yönetimi İşbara Teriş Tunga Kağan'da olacak,

4. İli Nehri'nin batısını aslen Doğu Göktürk kökenli Yukuk Kağan yönetecek, bu bölümün yönetiminde Tuğluklar etkili olacak,

5. Büyük hükümdar (Türk Kağan) olarak Yukuk Kağan atanacak, İşbara Teriş Tunga Kağan'dan bu unvan alınacak.

Kaynakça

  1. ^ a b Lev Nikolayeviç Gumilev: Eski Türkler (trans:D.Ahsen Batur), Selenge Yayınları, İstanbul, 2002, ISBN 975-7856-39-8 s.273-275 (Türkçe)
  2. ^ Zuev Yu.A, "The strongest tribe Esgil", s. 55–56, Almatı, 2004,, ISBN 9965-699-14-3
  3. ^ Zuev Yu.A, "Early Türks: Essays on history and ideology", Almatı, Daik-Press, 2002, s. 207, 209, 239, 9985-4-4152-9 Geçersiz ISBN