İstanbul Kanatlarımın Altında konusu bugün en alakalı ve önemli konulardan biridir. Etkileri pek çok alanı kapsıyor ve etkisi hayatımızın farklı yönlerinde hissedilebiliyor. İstanbul Kanatlarımın Altında'den İstanbul Kanatlarımın Altında'e ve İstanbul Kanatlarımın Altında'e kadar bu konu aynı ölçüde ilgi ve tartışma uyandırır. Bu yazıda İstanbul Kanatlarımın Altında'in farklı yönlerini ve günümüz toplumu üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak analiz edeceğiz. Kökeninden günümüzdeki evrimine kadar, önemini ve gelecekteki olası sonuçlarını anlamak için İstanbul Kanatlarımın Altında'in ilgili her yönünü keşfedeceğiz.
![]() Filmin afişi | |
Yönetmen | Mustafa Altıoklar |
---|---|
Yapımcı | Üstün Karabol Nida Karabol Akdeniz |
Senarist | Mustafa Altıoklar |
Oyuncular | Ege Aydan Beatriz Rico Okan Bayülgen Haluk Bilginer Savaş Ay Burak Sergen Zuhal Olcay Cüneyt Çalışkur Tuncel Kurtiz |
Müzik | Tuluyhan Uğurlu |
Görüntü yönetmeni | Uğur İçbak |
Sanat yönetmeni | Yaşar Kartoğlu |
Kurgu | Julia Juaniz Juan Sanmateo |
Yapım şirketi | Umut Sanat |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Tarih Macera Romantik Dram |
Renk | Renkli |
Yapım yılı | 1995 |
Çıkış tarih(ler)i | 15 Mart 1996 |
Süre | 1 saat 59 dakika |
Ülke | ![]() |
Dil | Türkçe |
İstanbul Kanatlarımın Altında, Mustafa Altıoklar'ın yazdığı ve yönettiği 1996 yapımı bir Türk filmidir. Başrollerinde Ege Aydan, Beatriz Rico, Okan Bayülgen, Savaş Ay, Haluk Bilginer ve Burak Sergen yer almaktadır. Filmde, 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun IV. Murad dönemindeki İstanbul ve Hezârfen Ahmed Çelebi ile Lâgarî Hasan Çelebi'nin uçma çabaları anlatılmaktadır.[1] Tuluyhan Uğurlu tarafından yapılmış olan filmin müzikleri kaset ve CD olarak da yayınlanmıştır.
Film 17. yüzyılda geçmektedir.[2] Hezarfen Ahmet Çelebi ve Lagari Hasan Çelebi kuş gibi uçabilmenin yöntemini bulmayı araştırmaktadırlar.[3] Bu sırada Cezayirli korsanlar tarafından ele geçirilen bir Venedik gemisi İstanbul'a getirilir. Gemidekilerden biri de, elinde uçmayı gösteren bir el yazması bulunan bir kızdır. Hezarfen'in eline geçen el yazması kimse tarafından deşifre edilemez.
Hezarfen ve Hasan (hukuka aykırı olarak) bir cesedi incelerken yakalanırlar ve idama gönderilirler.[4] Padişahın müdahalesi üzerine mahkemeye sevk edilirler. Hasan, Osmanlı devletinin düşmanlarını yenmek için kullanılabileceğini öne sürerek araştırmalarının gerekli olduğunu savunur. Sultan Murat, ölü insan bedenleri üzerinde deney yapılmasını yasaklar, ancak ikilinin uçma konusundaki araştırmalarını ciddiye alır. İlerleyen zamanlarda Hezarfen ve Franceska[5] adındaki kız birbirlerine aşık olurlar. Filmdeki öyküye göre gizemli el yazması Leonardo da Vinci'ye aittir.[6]