Çağdaş dünyada Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları sürekli ilgi ve tartışma konusu haline geldi. İlgisi, ekonomi ve politika da dahil olmak üzere teknolojiden kültüre kadar birçok alanı kapsamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları her yaştan insanın dikkatini çekti ve karışık görüşlere yol açtı. Bu yazıda Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları'e farklı bakış açılarını inceleyip günümüz toplumu üzerindeki etkisini analiz edeceğiz. Kökenlerinden olası uzun vadeli sonuçlarına kadar, bugün her yerde yaygın olan bu olguyu daha iyi anlamak için derin ve titiz bir analize gireceğiz.
ABD'de insan hakları, ABD Anayasası ve anayasada yapılan değişikliklerle korunur.[1][2]
Britanya Amerikası'ndaki On Üç Koloni'de köleliğin kaldırılması amaçlı ilk insan hakları kuruluşu Anthony Benezet tarafından 1775 yılında kuruldu. Bundan bir yıl sonra Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nde "kanıta ihtiyaç duymayan" tüm insanların eşit yaratıldığı, herkesin eşit ve elinden alınamaz hakları olduğu, bunların arasında yaşam, özgürlük ve mutlu olma hakkı olduğu gerçeğine dayanılarak sivil özgürlükler savunuldu.[3] Bu görüşe göre temel haklar hükûmet tarafından verilmez, insanların yaradılışından kaynaklanır ve ellerinden alınamaz.[4]
Bu prensiplere dayanılarak hazırlanan Amerikan Anayasası 1787 yılında çok sayıda insan hakkı ve özgürlüğünü koruyan bir cumhuriyet yarattı. Bu haklar ve özgürlükler ABD Haklar Bildirgesi'yle düzenlendi ve bunun ardından zaman içerisinde toplumda meydana gelen değişikliklerle uygulamaya kondu. Kölelik anayasal olarak 1865 yılında kaldırıldı, kadınlara 1920 yılında oy hakkı verildi.
20. yüzyılda ABD Birleşmiş Milletler'in kuruluşunda ve Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin yaratılışında aktif rol aldı.[5] Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, ABD Haklar Bildirgesi temel alınarak yazılmıştır.[6]
Bunlara rağmen ABD günümüzde çeşitli insan haklarını ihlal etmektedir. ABD hükûmeti bir kişinin ülkeye giriş veya çıkış yapmasını ulusal güvenlik veya dış politika gibi çeşitli sebeplerden dolayı yasaklayabilmekte ve böylece beyannamedeki hareket özgürlüğü hakkını ihlal etmektedir.[7] Terörizmle Savaş sırasında ihlaller meydana gelmiş, ABD Silahlı Kuvvetleri ve CIA'in işkence uygulaması çeşitli kaynaklar tarafından dile getirilmiş ve kınanmıştır.[8][9] Ebu Gureyb Cezaevi'nde gerçekleştirilen işkenceler buna bir örnektir. Guantanamo Kampı da insan hakları konusunda tartışmalara neden olmuştur. Uluslararası Af Örgütü raporlarında durumu bir "insan hakları skandalı" olarak nitelemiştir.[10] Ülkede CIA tarafından yürütülen MKUltra gibi etik olmayan insan deneyleri de devlet tarafından yapılmıştır.[11]