Bu yazıda çeşitli alanlarda ilgi ve tartışma konusu olan Amerikan Rüyası konusu ele alınacaktır. Amerikan Rüyası çok eski zamanlardan beri insanlığın merakını ve merakını uyandırmış, hem hayranlık hem de tartışma yaratmıştır. Tarih boyunca Amerikan Rüyası toplumda önemli bir rol oynamış, insanların çevreleriyle olan ilişkilerini ve çevrelerini algılama biçimlerini etkilemiştir. Bu anlamda, etrafımızdaki dünyaya ilişkin bilgimizi ve vizyonumuzu genişletmek amacıyla Amerikan Rüyası'in çeşitli yönlerini kapsamlı bir şekilde analiz etmek ve anlamak önemlidir. Bu şekilde, Amerikan Rüyası'in sahip olduğu ve bugün de sahip olmaya devam ettiği çeşitli çıkarımlara ve yansımalara ışık tutmayı amaçlıyoruz.
Amerikan Rüyası, çok çalışma ile başarı, refah ve şöhretin yakalanabileceği fikrini savunan bir düşünce biçimi ve geleneğidir. "Amerikan Rüyası" terimi, 1931'de James Truslow Adams tarafından, sosyal sınıf veya doğum koşulları ne olursa olsun, "hayat herkes için daha iyi, daha zengin ve daha dolu olmalı, herkese yetenek veya başarıya göre fırsatlar sunulmalıdır" diyerek ortaya atıldı.[1] Ancak 19. yüzyılın başından itibaren çabuk zengin olma fikri geliştikçe bu fikir de zayıflamaya başlamıştır.
Amerikan Rüyası'nın kökleri, "tüm insanların yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama" hakkıyla eşit yaratıldığını ilan eden Bağımsızlık Bildirgesi'ne dayanmaktadır. Ayrıca, ABD Anayasası benzer özgürlüğü teşvik etmektedir. Önsöz: "Özgürlüğün Nimetlerini kendimize ve gelecek nesillerimize güvence altına almak".
Bu fikir pek çok alanın yanı sıra Amerikan bilgisayar oyunlarına da yansımıştır. Max Payne, GTA IV, GTA V gibi oyunlarda da baş karakterler Amerikan rüyasını tatmak istemiştir.[2]
Önemli ampirik kanıtlar, son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde yukarı doğru ekonomik hareketliliğin azaldığını ve gelir eşitsizliğinin arttığını göstermektedir.[3] 2020 yılında yapılan bir anket, ABD'li yetişkinlerin yalnızca yüzde 54'ünün Amerikan Rüyası'nın kendileri için ulaşılabilir olduğunu düşündüğünü, yüzde 28'inin kişisel olarak ulaşılamaz olduğuna inandığını, yüzde 9'unun ise Amerikan Rüyası fikrini tamamen reddettiğini ortaya koymuştur. Genç kuşakların Amerikan Rüyasına inanma olasılığı da yaşlı meslektaşlarına göre daha düşüktü.[4]