Bu yazıda her yaştan ve tarihsel bağlamdan insanın ilgisini çeken büyüleyici bir konu olan Antonios'i inceleyeceğiz. _Var1 yoğun tartışmaların konusu oldu ve çevremizdeki dünyayı anlama şeklimizi etkiledi. Kapsamlı bir analizle Antonios'in farklı yönlerine ışık tutmayı ve toplum üzerindeki etkisini incelemeyi hedefliyoruz. Antonios, kökeninden bugünkü evrimine kadar kültürel, sosyal ve ekonomik çevremizi şekillendirmede çok önemli bir rol oynadı. Antonios ve onun günümüz dünyasındaki önemi hakkında bilmeniz gereken her şeyi keşfetmek için okumaya devam edin.
Büyük Antonios | |
---|---|
![]() | |
Çöl Babaları | |
Doğum | 12 Ocak 251 Herakleopolis Magna, Mısır |
Ölüm | 17 Ocak 356 İskenderiye, Mısır |
Kutsayanlar | Katolik Kilisesi, Doğu Ortodoks Kilisesi, Lüteryan Kilisesi, Anglikan Komünyonu |
Yortu | 17 Ocak |
Büyük Antonios (12 Ocak 251, Herakleopolis Magna (Şimdi Qeman, Fayyum) – 17 Ocak 356, İskenderiye) -Mısır’lı Antonios, Münzevi Antonios ya da Çöllerin Antonios’u olarak da bilinir - Hristiyan manastır sisteminin babasıdır.[1][2] Hayatı (Antonios’un Hayatı) bize İskenderiyeli Athanasius tarafından, 360 yılı civarı, anlatılan hikâye ile bilinir.[3] Yortu günü Katolikler ve Ortodokslar tarafından 17 Ocak’ta kutlanır.
Antonios, Mısır’lı, zengin ve dindar bir Hristiyan ailede doğmuştur. Antonios on sekiz yaşında, yetiştirmesi gereken bir kız kardeşi ile yetim kalmıştır. Tarım yapmak için arazisi vardı, İncil’i gerçek anlamıyla yorumlayıp (Matta 19:21) yirmi yaşında bütün mal varlığını satarak fakirlere dağıttı. Kız kardeşini de bir kadın komününe “kutsanmış bakire” olarak verdikten sonra, tarlasına yakın bir yerde münzevi bir hayata başladı.[4]
At kılı kıyafetlerle giyinerek, vaktini dua ve ona münzevi yaşamı öğreten yaşlı bir çilecinin kulübesinin yakınında çalışarak harcadı, daha sonra 13 yıl çölde yaşamak üzere çekilmeye karar verdi. İzolasyonunu bozan mürit akımları yüzünden 285 yılında ayrılıp Pispir’e, çölün ortasına, Kızıldeniz'e giden yoldaki terk edilmiş bir Roma kalesine münzevi olarak yaşayabilmek için gitti. Yavaş yavaş Antonios, çevresinde, onun öğretilerini takip etmek için gelen öğrenciler toplamaya başladı. Antonios’un münzevi yaşamında alışa gelmedik bir özellik ise O’nun sosyal hayata girip, çıkabilme yeteneğidir.[5] Öğrenciler mağaralara yakın yaşayarak O’nun vaazlarını dinleyip dualarda ona eşlik ettiler. 312 yılında, Antonios kendini soyutlamak için daha da uzağa gitti. Qolzum Dağı’ndaki Thebaid’e gitti (Aziz Antonios Manastırı’nın bugün bulunduğu yer).
338 yılında, Athanasius’a göre, Ariusçuluğun çürütülmesine yardımcı olmak için çölden geçici olarak ayrılarak İskenderiye’ye gitti.[6]
İskenderiye’de yaşamı son buldu.[5]