Aşık kemiği dünyasında farklı açılardan yaklaşılabilecek çok çeşitli görüş ve bakış açıları bulunmaktadır. Toplum üzerindeki etkisinden tarihteki önemine kadar Aşık kemiği zaman içinde araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Bu makalede, Aşık kemiği'in çeşitli yönlerini inceleyeceğiz, farklı bağlamlardaki etkisini ve günlük yaşamdaki rolünü analiz edeceğiz. Ek olarak, Aşık kemiği'in zaman içinde nasıl geliştiğini ve giderek değişen bir dünyada geleceğin onu neler beklediğini inceleyeceğiz. Bu kapsamlı analiz aracılığıyla, geniş bir yelpazedeki insanlar için güncel ve heyecan verici olmaya devam eden bir konuya ışık tutmayı amaçlıyoruz.
Aşık kemiği, talus (Latince "ayak bileği"[1]) ya da astragalus, ayak bileğinin alt kısmını oluşturan talus kemiklerinden birisidir. Tibia ve fibulanın uzantısı olan medial ve lateral malleolüs ile, tarsus kemikleri içerisinde, altta calcaneus ile ve önde naviküler kemik ile eklem yapar. Bu eklemler aracılığı ile, vücudun tüm ağırlığını ayağa aktarır.[2]
Kemik: Aşık kemiği | ||
---|---|---|
![]() | ||
Talus olarak gösterilen yer aşık kemiğidir | ||
Türkçe | Aşık kemiği | |
Latince | Astragalus |
Talus kemiklerinin içerisinde ikinci en büyük kemik olan olan aşık kemiği, vücutta kıkırdak ile kaplı yüzey oranı en yüksek olan kemiklerden biridir. Distal ucundan giren kan damarlarından retrograd olarak aldığı kan akımı ile de ayrıcalıklıdır.
Eski Türkçede ayak bileği, ayak bileği kemiği ve o kemikten yapılma oyun zarı anlamlarına gelen "aşuk" sözcüğünden gelmektedir.[3] "Aşık Atmak" deyimi hayvan aşık kemiklerinden yapılma zarla oynanan aşık oyunundan gelmektedir.[4]
Düzensiz bir yapıda olmakla birlikte, aşık kemiği 3 kısımda incelenebilir: Baş, boyun ve vücut.
Kemiğin ön tarafında, baş kısmı naviküler kemiğin eklem yüzünü taşır. Baş ile vücut arasında düzensiz bir alan oluşturan boyun, küçük damar kanalları ile doludur.[2]
Aşık kemiğinin kan dolaşımı kısıtlıdır. Bu nedenle kırıklarının iyileşmesi uzun sürer.