Bu makalede, kökeni ve evriminden günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar Bakır nefesli çalgılar ile ilgili her şeyi inceleyeceğiz. Bakır nefesli çalgılar akademik, sosyal veya profesyonel alanda farklı çevrelerde büyük ilgi ve tartışma yaratan bir konudur. Yıllar boyunca Bakır nefesli çalgılar, bu konudaki bilgimizi genişletmemize katkıda bulunan çok sayıda araştırma ve çalışmanın konusu olmuştur. Üstelik günümüzdeki güncelliği, içinde yaşadığımız dünyayı anlamak açısından onu büyük önem taşıyan bir konu haline getiriyor. Bu yazı boyunca Bakır nefesli çalgılar'in ilgili tüm yönlerini ve günlük yaşamlarımız üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
Bakır Nefesli Çalgılar partisyonda tahta nefesli çalgıların altında yer alır. Tahta nefesli çalgılar üçer adet kullanılmışsa, bakır nefesli çalgıların sayısı genellikle şöyle olur:
Bu sayılar genel olarak verilmiştir. Bazen bu kadro ikişerli tahta nefesli çalgıların kullanıldığı partisyonlarda da kullanılabilir. Ancak, bazı eserlerde kornoların ve trompetlerin 2 adet kullanıldığında görülebilir. Daha başka birleşimler de olabilir. Bu sayılar, eserin karakteri, bestecinin yazım stili ve eserinde kullanmak istediği renk ile ilişkilidir.
Tahta nefeslilerde olduğu gibi, bakır nefesli çalgılarda da sesin elde edilişi, boru içindeki havanın titreşmesi sonucunda olur. Yalnız, tahta nefeslilerdeki kamışın görevini, bakır nefeslilerde çalıcının dudağı yapar. Çalıcı dudaklarını birbirinden ayırmadan, çalgının kupa (trompet, trombon ve tuba) veya huni (korno) biçimindeki metal ağızlığına dayar. Dudaklar arasından dışarıya zorlanan nefes, dudakları titreşime geçirir ve dudaktaki titreşim boru içindeki havayı titreşime geçirerek sesin oluşumunu sağlar.
Ağızlığın biçimi ve büyüklüğü, ses niteliğini büyük ölçüde etkiler. Ayrıca, çalgının ses alanı içinde bulunan ince veya kalın seslerin kolay elde edilmesinde belirleyici olur. Trompetin ağızlığının iç yapısı kupa biçiminde, küçük ve sığdır. Bu yapı ses niteliğinin parlak olmasını, ince seslerin de kolaylıkla çıkmasını sağlar. Kornonun huni biçiminde yumuşak bir eğimle gittikçe daralan, derin ağızlığı ise yumuşaklık, olgunluk, yuvarlaklık sözcükleriyle anlatılabilen bir ses niteliğine neden olur.