Günümüz dünyasında Bizans İmparatorluğu'na yapılan ipek böceği yumurtası kaçakçılığı, gezegenin farklı yerlerindeki birçok insan için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu olmaya devam ediyor. Bizans İmparatorluğu'na yapılan ipek böceği yumurtası kaçakçılığı etrafındaki tartışmalar, genel olarak kültür ve toplum da dahil olmak üzere siyasetten bilime kadar farklı alanlarda giderek daha önemli hale geldi. Bu makale, Bizans İmparatorluğu'na yapılan ipek böceği yumurtası kaçakçılığı'in en alakalı yönlerini incelemeyi, etkisini, zaman içindeki gelişimini ve çağdaş toplumdaki varlığından kaynaklanabilecek olası gelecek sonuçlarını analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Bizans İmparatorluğu'na yapılan ipek böceği yumurtası kaçakçılığı | |
---|---|
![]() | |
Tarih | 6. yüzyıl ortası (552/563 AD) |
Konum | Orta Asya |
Katılanlar | İki keşiş |
Sonuç | Bizans ipek sanayisinini kurulması |
MS 6. yüzyılın ortalarında, Bizans imparatoru I. Justinianus'un desteğiyle iki keşiş, yerli bir Bizans ipek endüstrisinin kurulmasına yol açan ipek böceği yumurtalarını Bizans İmparatorluğu'na başarıyla kaçırdı. Bu ipek solucanlarının Çin'den alınması, Bizanslıların Avrupa'da ipek tekeline sahip olmalarını sağladı.[1]
Çinliler tarafından ilk kez MÖ dördüncü binyılda üretilen ipek, İpek Yolu boyunca değerli bir ticari maldı.[2] MS birinci yüzyılda Roma İmparatorluğu'na düzenli bir ipek akışı oldu.[2] Sasani İmparatorluğu'nun yükselişi ve onu takip eden Pers-Roma savaşları ile birlikte, Avrupa'ya ipek ithalatı giderek zorlaştı ve pahalılaştı. Persler topraklarındaki ticareti sıkı bir şekilde kontrol ediyorlardı ve savaş zamanlarında ticareti askıya alıyorlardı.[3] Sonuç olarak, Bizans İmparatoru I. Justinianus, o zamanlar büyük bir ipek üretim merkezi haline gelen Soğdiana'ya alternatif ticaret yolları yaratmaya çalıştı:[4] biri Kırım üzerinden kuzeye, diğer ise Etiyopya üzerinden güneye.[5] Bu çabaların başarısızlığı I. Justinianus'un başka bir yere bakmasına neden oldu.
Hindistan'da Hristiyanlığı (Hindistan Doğu Kilisesi) vaaz eden kimliği belirsiz iki keşiş (büyük olasılıkla Nestûrî Kilisesi'ne mensuptular[2][5]) MS 551 yılında dinlerini yaymak için Çin'e gittiler.[6] Çin'deyken, ipek böceği yetiştirmek ve ipek üretmek için karmaşık yöntemleri gözlemlediler.[6] Bizanslılar daha önce ipeklerin Hindistan'da yapıldığını düşündüklerinden, bu önemli bir gelişmeydi.[7] MS 552'de iki keşiş I. Justinianus'a ulaştılar.[5] Cömert ama detayı bilinmeyen vaatler karşılığında keşişler Çin'den ipek böceği almayı kabul ettiler.[4] Aldıkları yumurtaları büyük olasılıkla Transkafkasya ve Hazar Denizi'ni geçerek Karadeniz boyunca devam eden kuzey yolu üzerinden getirdiler.[1]
Yetişkin ipek böceği oldukça kırılgan olduklarından ve sürekli olarak ideal bir sıcaklıkta tutulmaları gerektiğinden, yok olurlarsa,[8] bambu kamışlarına sakladıkları ipek böceği yumurtalarını veya çok genç larvaları kaçırmak için Soğdiana'daki temaslarını kullandılar.[1][5] İpek böceği için gerekli olan dut çalıları ya keşişlere verilmiş ya da Bizans İmparatorluğu'na ithal edilmiştir.[1] Sonuçta, tüm seferin iki yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.[9]
Keşiften kısa bir süre sonra Konstantinopolis, Beyrut, Antakya, Sur ve Thebai'de ipek fabrikaları vardı.[5] Edinilen ipek solucanları, Bizans İmparatorluğu'nun Avrupa'da ipek tekeline sahip olmasını sağladı. Satın alma aynı zamanda Çin ve İran ipek tekellerini de kırdı.[1] Ortaya çıkan tekel, son bulduğu 1204 yılına kadar 650 yıl boyunca Bizans ekonomisinin temelini oluşturuyordu.[10] İpek kıyafetler, özellikle emperyal mor renkte boyanmış olanlar, neredeyse her zaman Bizans'taki seçkinler için ayrılmışlardı ve giyimleri, tüketim kanunlarında yer almıştır.[2] Konstantinopolis çevresindeki bölgede, özellikle Bursa'da ipek üretimi günümüze kadar devam etmiştir.