Günümüz dünyasında Deli bal toplumda büyük önem kazanan ve günlük yaşamın çeşitli yönlerini önemli ölçüde etkileyen bir konudur. Deli bal ortaya çıkışından bu yana giderek artan bir ilgi uyandırdı ve farklı alanlarda yoğun tartışmalara yol açarak günümüzde önemli bir tartışma konusu haline geldi. Deli bal'i ve onun dünya üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için farklı boyutlarını analiz etmek ve bu konuda var olan çoklu perspektifleri keşfetmek önemlidir. Bu nedenle, bu makalede Deli bal dünyasını derinlemesine inceleyerek onun kökenlerini, gelişimini ve günümüz toplumu üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.
Deli bal, arıların Beyaz ormangülü ve Kafkas ormangülü (Komar - Rhododendron ponticum ve Rhododendron flavum) çiçeklerinden elde ettiği, halk arasında 'bal tutması' denilen olaya (deli bal zehirlemesi) sebep olan arı ürünü. Halk arasında 'tutan bal' da denilir.
Ormangülleri türleri, Türkiye'de Türkiye'de Karadeniz ikliminin görüldüğü yerlerde deniz seviyesinden 0-3000 metre yükseklikte yetişir. Mayıs ayında açan çiçekler yüksek alanlarda yaz süresince açıktır. Dalı, yaprakları, çiçekleri de zehirli olan bitkiye halk arasında kuzu katili, dana katili de denilmektedir.[1]
Deli balı alışkın olmayan kişilerin az miktarda tüketmeleri bile sağlık sorunları oluşmasına neden olmaktadır. Avrupa'da doktor gözetiminde tansiyon düşürücü olarak kullanılmaktadır.[2]
Acı balın içinde yer alan grayanotoksin maddesi zehirlenmeye neden olmaktadır. Belirtileri şunlardır; kalp ritmi bozukluğu, boğazda yanma, deride ve gözde kızarma, bulantı, kusma, ağız ve burunda kaşınma, tükürükte artış, bulanık görme veya geçici körlük, baş ağrısı ve dönmesi, ishal, tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı. Bir kaşık bal tüketilmesiyle genellikle 1-1,5 saat içinde etkileri görülmeye başlanır. Hafif etkiler tıbbi müdahaleye gerek kalmadan 24 saat içinde kendiliğinden geçer.[3]
Kaynatılarak veya uzun süre bekletilerek zehirli etkisi yok olan Deli bal kahverengi renktedir. Deli bal zehirlenmesi, tarihte ilk defa Ksenofon tarafından kaydedilmiştir. Ksenofon, Perslerle girdikleri savaştan dönen 10 bin Yunan askerinin ishal, kusma ve bilinç bulanıklığından şikayetlerini not etmiştir.[1] 10.000 Yunan askerinin zehirlendiği olay, tarihteki ilk kimyasal silahın acı bal olduğunu düşündürmektedir.[4] Ksenofon'a göre, Güney Kolhis Savaşı sırasında deli balı kimyasal silah olarak Yunanlara karşı kullanan toplum Kolhislilerdir.
Halk tıbbında mide ağrısı, bağırsak rahatsızlıklarında şeker ve yüksek tansiyonda kullanılır. Bir çay kaşığından fazla tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.[4]
Deli bal zehirlemesi tıbbi müdahale yapılmazsa ölümlere neden olabilmektedir. Deli balın 1983 yılında tibbi olarak tanımlanmasından sonra ölüm vakalarına rastlanmamıştır. Son yıllardaki deli bal zehirlenmelerinin çoğunluğu Türkiye'de görülmektedir.[5]