Günümüz dünyasında, Egosantrizm çok çeşitli insanlar için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konudur. Uzmanlardan profesyonellere ve kamuoyuna kadar Egosantrizm, günlük yaşamın farklı alanlarındaki etkisi ve etkisiyle herkesin dikkatini çekti. Önemi sürekli artan Egosantrizm, modern toplumun gelişiminde ve evriminde kilit bir oyuncu haline geldi. Bu nedenle, sonuçlarını eleştirel ve yapıcı bir şekilde ele alabilmek için Egosantrizm ile ilgili tüm hususları derinlemesine analiz etmek ve anlamak önemlidir.
Egosantrizm ya da beniçincilik (benmerkezcilik) her şeyi kendine dayandırmak, kendine bağlamak, kendine indirgemek, her şeyde kendi görüş açısından hükümde bulunmak, her şeyde kendini esas almak ve kendi fikrini, mantığını ve duygusunu hareket noktası, örnek, ölçü ve merkez almak eğilimi olarak tanımlanır.[1][2]
Daha çok bebeklerde[3] ve çocuklarda[4][5] görülen bu tutum, yetişkinlerde[4][6] bir ruhsal bozukluk ya da bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilir. Geçmiş çağlardaki "Dünya'yı evrenin merkezi kabul etme" anlayışı ve "yalnızca gözümle gördüğüme inanırım, Dünya düzdür" anlayışı insanlardaki egosantrizm eğiliminin örnekleri olarak gösterilir. Aynı şekilde evrende canlıların yalnızca yeryüzünde olduğu görüşü de benmerkezcilik kapsamında değerlendirilebilir. Benmerkezcilik her zaman bilimin, ilerleme ve gelişmenin karşısında durmuştur. Jean Piaget çocukların benmerkezci olduğunu ve bunu çevresini kavramaya çalışan çocuğun gelişiminin doğal bir aşaması olduğunu açıklar.