Bu yazıda Elektron yakalama'i farklı açılardan inceleyip toplumun farklı alanları üzerindeki etkisini analiz edeceğiz. Elektron yakalama son yıllarda büyük ilgi ve tartışma yaratan bir konudur ve alaka düzeyi artmaya devam etmektedir. Elektron yakalama'in anlamını, tarihini, zaman içindeki gelişimini ve onunla ilgili var olan farklı görüş ve teorileri inceleyeceğiz. Ayrıca Elektron yakalama'in kültürü, ekonomiyi, siyaseti ve günlük yaşamın diğer yönlerini nasıl etkilediğini inceleyeceğiz. Bu makale, okuyucuların günümüz dünyasındaki önemini ve sonuçlarını daha iyi anlayabilmeleri için Elektron yakalama hakkında eksiksiz ve objektif bir bakış açısı sağlamayı amaçlamaktadır.
Eksicik yakalanması (Ters beta çözünmesi veya Elektron yakalanması), atom çekirdeğinde yüksek sayıda proton ve pozitron yayımına yetecek kadar erkenin bulunmadığı izotoplar için bir çözünme kipidir.
Asıl atom ile çocuk öğecik (atom) arasındaki erke farkı 1,022 MeV'dan az ise, pozitron yayımı olanaksızlaşıp, elektron yakalanması tek olası çözünme kipi hâline gelir. Örneğin, Rubidyum-83, Kripton-83'e ancak elektron yakalanması ile çözünebilir. Çünkü erke farkları 0,9 MeV düzeyindedir.
Eksicik yakalanması teorisi ilk defa Gian-Carlo Wick tarafından 1934'te yayımlanan bir makalede ortaya atılmış ve sonra Hideki Yukawa tarafından geliştirilmiştir. Bu olayı ilk defa Luis Alvarez vanadyum-49 izotopunda gözlemlemiş ve bundan Physical Review'e 1937 yılında yazdığı bir makalesinde söz etmiştir. Daha sonra da galyum-67'de ve diğer çekirdeklerde bu olayı araştırmaya devam etmiştir.[1]
![]() | Astronomi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |