Bu makalede, Göz hareketi konusunu farklı perspektiflerden inceleyeceğiz, mevcut toplum üzerindeki etkisini ve geleceğe yönelik etkilerini analiz edeceğiz. Göz hareketi, çeşitli alanlarda tartışmalara ve tartışmalara yol açan bir konudur ve daha eksiksiz ve zenginleştirici bir panoramaya sahip olmak için anlayışın derinleştirilmesi önemlidir. Bu yazı boyunca Göz hareketi'e ışık tutmak ve günümüzdeki önemine dair kapsamlı bir bakış sunmak için farklı çalışmaları, uzman görüşlerini ve somut örnekleri inceleyeceğiz.
Göz hareketi, gözlerin bir uyarıcıyı takip etmek amacıyla istençli ya da istençdışı hareket ettirilmesi ve takip işleminin sonunda sabitlenmesine verilen addır. Göz hareketi bu tanımın hâricinde uykunun en derin olduğu aralıkta da gerçekleştirilebiliyor olup uykunun bu evresine hızlı göz hareketi adı verilmektedir.
Göz, canlıların görmeyi sağlamasına imkân veren organları olup sayısı altı olan göz dışı kaslarınca hareket ettirilmektedir. Gözlerin ışığı algılaması fotoreseptör vasıtasıyla retina tarafından gerçekleştirilir. Fotoreseptör hücreleri ışığı elektrokimyasal sinyale dönüştürür, bu sinyaller optik sinir lifleri boyunca görme merkezine ulaşır ve buradan beyne giderek görme işlemini sağlarlar.
Primatlar ve diğer birçok omurgalı uyarıcıyı takip etmek için üç tür istençli göz hareketi kullanır: Düzgün takip, vergens refleksi ve seğirme.[1][2] Bu tür hareketler beynin frontal lobundaki küçük bir kortikal bölge tarafından tetiklenir.