Günümüz dünyasında G proteini kenetli reseptör dünya çapında milyonlarca insanın dikkatini çeken bir konudur. G proteini kenetli reseptör ortaya çıkışından bu yana toplumun farklı alanlarında tartışma, ilgi ve merak uyandırdı. Zaman ilerledikçe, G proteini kenetli reseptör insanların yaşamlarında anlamlı ve etkili olmaya devam ediyor; bu da birçok kişinin onun farklı yönlerini ve boyutlarını keşfetmesine neden oldu. Bu yazımızda G proteini kenetli reseptör'in büyüleyici dünyasına dalacağız ve günümüz toplumu üzerindeki önemine ve etkisine ışık tutmaya çalışacağız.
G proteini kenetli reseptörler (GPCR) veya yedi transmembran parçalı yapıda olan reseptörler,[1] geniş bir almaç ailesidir. Hücre dışı bileşikleri algılayarak hücre içi sinyal iletimi (transdüksiyon) yollarını etkinleştirirler. Hücre içinde G proteinlerine bağlanırlar. Hücre zarından kıvrılarak yedi kez geçtiklerinden "yedi transmembran parçalı" (7TM) adlandırmasına da sahiptirler.[2]
Bu tür almaçlar sadece ökaryotlarda bulunur. Bu almaçları etkinleştiren bileşikler (ligandlar) arasında ışığa duyarlı bileşikler, kokular, feromonlar, hormonlar ve nörotransmiterler yer alır. Pek çok hastalıkta rol oynayan bu reseptörler çağdaş ilaçların yaklaşık %40'ının hedefidir.[3][4]
G proteini kenetli reseptörler iki ana sinyal iletim yolu aracılığıyla etki sağlarlar. Bunlar halkasal adenozin monofosfat (cAMP) sinyal yolu ve fosfatidilinositol sinyal yoludur.[5]
G proteni kenetli almaçlar birçok fizyolojik süreçte rol oynar. Bunların bazıları şunlardır:
![]() | Biyokimya ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |