Bugünkü yazımızda son zamanlarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu olan Hafız Rakım Ertür konusuna değineceğiz. Günümüz toplumundaki önemi, günlük yaşam üzerindeki etkisi veya tarihsel önemi açısından Hafız Rakım Ertür, hem uzmanlar hem de hayranlar tarafından tartışma, ilgi ve inceleme konusu olmuştur. Hafız Rakım Ertür, kökeninden günümüze kadar farklı alanlardaki etkisi ve zaman içindeki gelişimiyle detaylı ve kapsamlı bir şekilde araştırılmayı hak eden bir konudur. Bu makalede onun farklı yönlerini inceleyeceğiz, sonuçlarını analiz edeceğiz ve mevcut bağlamda gerçek anlamını keşfedeceğiz.
Hafız Rakım Ertür (d. 1884, Edirne - ö. 31 Aralık 1961, Edirne), Türk din adamı.
Rakım Ertür 1884 yılında Edirne'de doğdu, babası, Edirne Eski Cami İmamı Hafız Mehmet Efendi, annesi Münire Hanım'dır. 1892 yılında Dar-ül Muallim'e (Öğretmen okulu) girdi. Burayı bitirerek ilkokul öğretmeni diploması aldı. Hafız Rakım Ertür, babasının ölümü üzerine o devrin kurallarına göre Padişah fermanıyla 1911 yılında Edirne Eski Cami ikinci imamı ve 1918 yılında da aynı cami baş imamı olmuş ve 1953 yılında emekli olana kadar bu görevi sürdürmüştür. İmamlık görevi dışında Balkan Savaşı öncesinde İttihat ve Terakki İlkokulu, Balkan Savaşı sonrasında ise Dar-ül Eytam'da (Balkan ve I. Dünya Savaşı'nda şehit olanların çocuklarını okutmak için açılan okul) öğretmenlik yapmıştır.[1] Balkan Savaşı sırasındaki Edirne Kuşatması ile ilgili anılarını yazdı ve bu anılar daha sonra Dr. Ratip Kazancıgil tarafından kitaplaştırıldı.[2][3]
I. Dünya Savaşı sonrasında Edirne'de işgalleri protesto etmek ve Trakya'nın savunmasını planlamak için Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, Edirne Milletvekili Faik Kaltakkıran, Avukat Şeref Aykut, Tüccar Kasım Yolageldili tarafından 1918 yılında kurulan Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nde görev aldı.[3][4][5]
Edirne'nin 25 Temmuz 1920'de Yunanlar tarafından işgal edilmesinden sonra Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, Müftü Osman Hilmi Efendi ve diğer bazı Edirneliler ile birlikte 11 Eylül 1922 günü tutuklanarak Girit Adası'ndaki Hanya Mevlevihanesi'ne sürgüne gönderildi. Türk Yunan antlaşması sonunda 23 Mart 1923 tarihinde Propontis isimli Yunan gemisiyle İstanbul’a getirilen 723 kişilik kafilede yer aldı.[4][6]
Kendisi de Mevlevi olup ayinlerde ney üfleyen Ertür, Edirne Musiki Derneği ile Eski Eserleri Koruma Derneği'nde kurucu ve başkan, İpek Böceği Koza Kooperatifi'nde başkan, Türk Hava Kurumunda yönetim kurulu üyesi odu.[6] Dr. Rifat Osman'ın ölümünden sonra Arif Dağdeviren ile birlikte Prof. Dr. Süheyl Ünver'e Edirne rehberliği yaptı.[3][6]
Rakım Ertür 31 Aralık 1961 yılında Edirne Devlet Hastanesinde akciğer kanserinden öldü ve 1962 yılının ilk günü kalabalık bir törenle Edirne Buçuktepe mezarlığında toprağa verildi.[1][3]
Eşi Taliha Hanım, kızı Münire Göklen ve torunları Taliha ile Selma'dır.
Ağabeyi Rasim Ertür, Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Derneği'nin mali işler sorumlusuydu.[3]