Bugün son yıllarda gündeme gelen ve toplumda büyük ilgi uyandıran bir konu olan Hamdânîler'den bahsetmek istiyoruz. Hamdânîler her yaştan, cinsiyetten ve sosyal sınıftan insanı etkileyen bir konudur ve önemi, kapsadığı birçok hususta yatmaktadır. Ekonomi üzerindeki etkisinden kültür ve günlük yaşam üzerindeki etkisine kadar Hamdânîler günümüzde merkezi bir konu haline geldi. Bu makalede, bu konuya kapsamlı ve derinlemesine bir vizyon sunmak amacıyla Hamdânîler ile ilgili farklı yönleri, kökeninden olası çözümlerine kadar analiz edeceğiz.
![]() | Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. (Mart 2022) |
![]() | Bu maddede kaynak listesi bulunmasına karşın metin içi kaynakların yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir. (Nisan 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Arap devletleri ve hanedanları |
---|
![]() |
Hamdânîler (Arapça: حمدانيون), Kuzey Irak (El Cezire) ve Suriye'de hüküm sürmüş bir Şii Arap hanedanıdır. Hanedan Arapların Tağlib kabilesine mensuptur.
Abbasi Halifeleri idare güçlerini kaybettiklerinden sonra eyaletlere ve hatta devlet merkezine atanan emirler özerk hareket etmeye başlamışlar; emirliği kendi sülaleleri içindeki yakın vârisleri arasında paylaşmışlar ve bir hanedan kurmuşlardır. Hamdânîler bu tip emirler hanedanından en önemlilerinden biridir. Cedlerinin Kuzey Arabistan ve Dicle-Fırat arasında yaşamış ve eskiden Hristiyan olan Benî Taglib aşiretinden olduğunu kabul etmişlerdir.
Bu sülaleden hüküm süren emirlerden ilki Hamdan bin Hamdûn'dur. Bu kişinin ilk defa emirliğe 890'da Abbasihalifelerinden Mutemid tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Mardin'e vali olarak atanması ile başlamıştır. Onun oğlu Abdullah bin Hamdan önce 906'da Musul valisi olarak emirliğe başlamış ve sonra da 914'te Bağdat'ta vali olarak emirlik yapmıştır. Abdullah'ın iki oğlu Hasan Nasrüd-Devle (d. 929- o. 968) ve Adidüd-Devle önce Musul ve Diyarbakır valisi olarak emirlik yapmışlardır. Sonradan Hasan Nasr Diyarbakır emirliğine geçmiştir. Fakat burada Hasan Nasr'in hükmetmesi o kadar zalim ve acımasız olmuştur ki ortaya çıkan şikâyetler dolayısıyla ailesi tarafından emirlikten uzaklaştırılmıştır.
Bu aileye ait emirler 990'a kadar Musul emirliği yapmaya devam etmişlerdir. Ancak 979'da Büveyhî'lerin hücumuna uğramışlar ve geçici olarak Musul emirliğinden ayrılmışlardır. 990'dan sonra Musul emirliği Kuzey Irak'ı elinde tutan Ukaylilerin eline geçmiştir.
Hamdanî sülalesinin diğer bir kolu Halep Suriye'de emirlik yapmıştır. Bunlardan ilki olan Ali Saif-ul-Devla (945-967) doneminde Halep merkezli Kuzey Suriye emirliğine getirilmis ve Hamdânîlerin Suriye kolunu kurmuştur. Bu göreviyle Saif-ul-devle Bizans İmparatorluğu'nun kuzey Suriye'ye ve güneyine ilerlemesine baş engel olmuştur. Saif-ul-devle Arap şair ve yazarları koruması ve Halep'teki sarayını bir İslam kültür merkezi haline getirmesi ile İslam ülkelerinde ün almıştır. Fakat Bizans İmparatorluğu Halep'e hücum edip şehri eline geçirmiştir. Daha sonra şehir tekrar Hamdânîler tarafından geri alınmıştır. Hamdânîler birçok düşmanla aynı anda mücadele etmiştir.
Hamdânîler; Büveyhoğulları, Kürt aşiretileri, Harput Ermenileri, Fatimi İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu ile mücadele ediyordular. Çareyi Emirliklerini Mısır'da bulunan Fatimiler İmparatorluğuna bağlamakta bulmuşlar ve bir vassal emir olarak Halep'te 1032'ye kadar hüküm sürmüşlerdir. 1035'te Fatimiler, Hamdânîleri Halep emirliğinden atmışlardır.