Bu yazıda Havuzlu çıkarma gemisi'in çağdaş toplum üzerindeki etkisini araştıracağız. Havuzlu çıkarma gemisi, başlangıcından günümüze kadar modern yaşamın çeşitli yönlerinde önemli bir rol oynamıştır. Detaylı analiz yoluyla Havuzlu çıkarma gemisi'in algılarımızı nasıl şekillendirdiğini, etkileşimlerimizi nasıl dönüştürdüğünü ve etrafımızdaki dünyaya dair anlayışımızı nasıl yeniden tanımladığını inceleyeceğiz. Bu sayfalarda Havuzlu çıkarma gemisi'in çeşitli yönlerini ve onun kültür, teknoloji, politika ve ekonomi gibi alanlardaki etkisini keşfedeceğiz. Ek olarak, sürekli gelişen bir dünyada Havuzlu çıkarma gemisi'in gelecekteki olası etkilerini araştıracağız.
Havuzlu Çıkarma Gemisi (İngilizce: Landing Platform Docks ya da LPD), amfibik (yüzergezer) askeri gemi sınıfına girerler. Bu tip gemiler görev ve harp durumlarında malzeme yükleme/boşaltma, taşıma sağladıkları gibi uçan askeri araçların konma ve konaklaması için tasarlanmıştır. Fırtınalı ve sorunlu sularda yüklerin diğer gemilere aktarılmasında vinç veya benzeri aktarma sistemlerinin kullanılamaması gibi durumlarda bu gemilerin havuzu sayesinde yükler diğer gemilere doğrudan aktarılabilmektedir. Yüksek savaş yetenekleri ile donatılmış bu gemiler, çok az sayıda ülke donanması için hizmet vermektedir.
22 Haziran 2005 tarih ve 273 sayılı Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararı ile başlatılan ve 26 Aralık 2013'te Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından teklif değerlendirme çalışmaları tamamlanandı. LPD Projesi kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DzKK) ihtiyacına binaen, asgari bir tabur (550-700 personel) büyüklüğündeki bir kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin, kendi lojistik desteği ile kriz bölgesine intikal ettirebilecek araçlar inşa edilecektir:[1]