Bugün Kedi anatomisi, toplumun farklı alanlarında büyük ilgi uyandıran ve tartışmalara yol açan bir konu. Tarihsel önemi, popüler kültür üzerindeki etkisi veya günlük yaşam üzerindeki etkisi nedeniyle Kedi anatomisi, küresel öneme sahip bir konu haline geldi. Kedi anatomisi, bilimsel araştırmalardan sosyal trendlere kadar her yaştan ve her kökenden insanın dikkatini çekerek kamusal söylemde merkezi bir rol üstlendi. Bu makalede Kedi anatomisi ile ilgili farklı yönleri analiz ederek anlamını, zaman içindeki gelişimini ve bugünkü varlığını araştıracağız.
Evcil kedilerin anatomisi, Felis cinsindeki diğer üyeler ile benzerdir.
Ortalama değerler esas alındığında yetişkin erkek kediler 3,5 ile 7 kilogram arasında olurken, dişi kediler 2,5 ila 4,5 kilogram arasındadır. Uzun kuyruklu cinslerde kuyruklar ortalama 30 santimetre, baştan kuyruk sokumuna uzunluk 46 santimetre, yükseklikleri ise 23–25 cm civarındadır. Dişi kedilerin boy uzunluğu 50 cm'ye kadar çıkabilirken erkek kedilerde 70 cm'yi bulabilir.[1] Maine Coon gibi iri ırklardaki evcil kedilerde boy uzunluğu 1 metreye varabilir. Ortalama kedi ömrü 15 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.
Kedilerin avlarını öldürmek ve eti parçalamak için oldukça özel dişleri vardır. Bir kedi dilini kullanarak sıvıları yalayabilir, küçük yemek kırıntılarını alabilir ve kıllarını temizleyebilir. Dilin yüzeyi, papilla denilen, parmağa benzeyen çıkıntılarla kaplıdır. Papillalar tat hücreleri taşır, bazılarında da kıl bakımına yardımcı olan kılçığa benzer yapılar bulunur.
Kediler, son derece özel dişlere sahip etoburlardır. Ağızda dört tip kalıcı diş vardır: on iki kesici diş, dört köpek dişi, on küçük azı ve dört azı dişi.[2]
Bir kedinin ayrıca kalıcı olanın oluşumundan önce süt dişleri vardır. Bu dişler doğumdan yedi gün sonra ortaya çıkar ve küçük farklılıklarla 26 dişten oluşur. Ağızda daha küçük kesici dişler, ince ve güçlü kavisli üst köpek dişleri, dikey alt köpek dişleri ve hatta daha küçük üst ve alt azı dişleri olacaktır.[3]
Kediler muhteşem kulaklara sahiptirler. İşittiklerini tek tek ayrıştırıp değerlendirebilirler. Metrelerce uzaktaki bir böceğin yürüyüşünün ya da saklanan bir farenin soluğunu duyabilirler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. İşitme kediler için hem güvenlikleri hem de avlanmaları için önemlidir. Kediler insanlardan da köpeklerden de daha iyi işitirler. İnsanlar 20 kHz'e kadar sesleri işitirken köpekler 40 kHz'e kadar sesleri işitir. Ama kediler için bu sınır 60 kHz'dir. Bu yüzden kediler sesleri çok iyi duyarlar.
Her kulaktaki otuz iki ayrı kas, sesin geldiği yönü anlayabilmek için hareket sağlar.[4] Bir kedi iki kulağını birbirinden bağımsız olarak hareket ettirebilir.[5] Çoğu kedinin yukarı dönük düz kulakları vardır. Bir kedi kızdığında veya korktuğunda, çıkardığı hırıltı veya tıslama seslerine eşlik etmek için kulaklarını arkaya yaslar. Kediler ayrıca oyun oynarken veya arkalarından gelen sesi dinlemek için kulaklarını geri çevirirler. Henry'nin cebi olarak da bilinen kulağın alt arka kısmında kese oluşturan deri kıvrımı, kedinin kulağında genellikle belirgindir.[6] Seslerin filtrelenmesine yardımcı olduğu düşünülmesine rağmen işlevi bilinmemektedir.
Kedigiller ailesinin neredeyse tüm üyeleri gibi kedilerin uzun pençeleri vardır. Dinlenme anlarında pençeler deri ve ayak parmaklarının etrafındaki kürkle kaplıdır. Bu, pençelerin zemine temas edip aşınmasını önleyerek pençeleri keskin tutar ve avın sessizce takip edilmesini sağlar. Ön ayaklardaki pençeler tipik olarak arka ayaklardakinden daha keskindir.[7] Kediler bir veya birden fazla patideki pençelerini istemli olarak çıkartabilirler. Pençelerini avlanırken veya kendilerini korurken uzatabilirler. Kavisli pençeler halıya veya kalın kumaşa dolanabilir ve bu da kedi kendini kurtaramazsa yaralanmaya neden olabilir.
Bir kedinin normal vücut sıcaklığı 38.3 ve 39.0 °C arasındadır.[8] Bir kedinin ateşi 39.5 °C'den fazla ise ateşi olduğu sayılabilir.
İnsan kollarından farklı olarak, kedi ön ayakları, serbest yüzen klavikula kemikleri ile omuza tutturulmuştur. Bu, bedenlerini kafalarına sığabilecekleri herhangi bir boşluktan geçirmelerine izin verir.[9]
Kediler, neredeyse tüm memeliler gibi 7 boyun omuruna; 13 torasik omura (insanlarda 12 tanedir), 7 bel omuruna (insanlarda 5 tanedir), 3 sakral omura (iki ayaklı duruşundan dolayı insanlarda beş tanedir) ve Man kedisi ve diğer kısa kuyruklu kediler dışında 22 ya da 23 kuyruk omurlarına sahiptir. Ekstra lumbar ve torasik omurlar, kedilerin insanlara kıyasla daha gelişmiş omurga hareketliliğinin ve esnekliğinin sebebidir. Kuyruk omurları, kedinin hızlı hareketleri sırasında denge sağlamak için kullandığı kuyruğu oluşturur. Omurların arasında, atlama inişlerinin zararını azaltmak için yararlı olan elastik diskler vardır.
Kedi kafatası, çok büyük göz çukurlarına ve güçlü ve özel bir çeneye sahip olması bakımından memeliler arasında sıra dışıdır.[10] Diğer kedigillerle karşılaştırıldığında, evcil kediler, tercih ettikleri küçük kemirgen avlarına uyarlanmış, dar aralıklı köpek dişlerine sahiptir.[11]