Bugün Kerahat vakti, modern toplumda temel bir konu haline geldi ve hayatımızın farklı alanlarında büyük bir etki yarattı. Teknolojik, sosyal, politik veya ekonomik alanda Kerahat vakti kararlarımızı ve çevremizdeki dünyayı algılama şeklimizi etkilemeyi başardı. Teknolojinin ve küreselleşmenin sürekli gelişmesiyle birlikte Kerahat vakti, etkileşimlerimizin karmaşıklığını ve bunların gerçekliğimizi nasıl etkilediğini anlamak için bir referans noktası haline geldi. Bu makalede Kerahat vakti'in günümüz toplumu üzerindeki etkisini ve yaşadığımız dünyada düşünme ve hareket etme biçimimizi nasıl şekillendirdiğini inceleyeceğiz.
Kerahat vakti, güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakte denir. İslam dinine göre kerahat vakitlerinde namaz kılınması mekruh'tur.[1]
Farz ve Nafile bütün namazların kılınmasının mekruh olduğu vakitler üçtür:
- Güneşin doğuşundan itibaren ışınları gözleri kamaştırır hâle gelinceye kadarki sabah vakti, kerahat zamanıdır. Bu vakit, güneşin doğuşundan sonraki takriben 45-50 dakikalık bir zamandır.
- İkinci kerahat vakti, istiva vakti de denilen güneşin göğün tepe noktasında olduğu andır. Öğle ezanına 45 dakika kaldığında, güneş tam tepe noktasında iken, bu zaman dilimi içerisinde namaz kılmak mekruhtur.
- İkindiden sonra, güneşin sarararak göz kamaştırmaz duruma geldiği andan başlayıp güneş batıncaya kadar süren vakit de kerahat vaktidir. Demek oluyor ki ikindi namazını güneş ışınlarının sararmakta olduğu sıralara kadar geciktirmemeli yani kerahat vaktine bırakmamalıdır. Bu da güneşin batmasından yani akşam ezanı vaktinden 45-50 dk. önce başlayan zaman dilimine karşılık gelir.
- İkindi namazı kerahat vaktine kadar geciktirilmişse, namaz kazaya bırakılmaz, sünneti terkedilerek sadece farzı kılınır. Hattâ güneş batmadan evvel iftitah tekbiri alınarak ikindinin farzına durulsa, namazda iken güneş batsa, bu bile sahih olur. Namaz kazaya kalmış olmaz, vaktinde edâ edilmiş sayılır. Bu ikindi namazına has bir durumdur.
- Bu üç vaktin kerahat vakti olma hikmeti, ateşperestlerin ibâdet zamanı olmasıdır. Bunun dışında tıbbi açıdan gün doğumu ve gün batımı vücudumuzdaki tüm sistemlerin en verimli seviyede çalıştığı zamandır. Gün ortası ve gün ortasının tam tersi olan saat ise vücudumuzdaki tüm sistemlerin neredeyse durma noktası geldiği yarı ölüm dediğimiz uyku haline sebep olan bir zaman dilimidir(kaynak belirtilmeli).
Kaynakça