Bu makalede, Klasik arkeoloji ayrıntılı bir şekilde analiz edilecek ve farklı yönleri, etkisi ve günümüz toplumundaki önemi ele alınacaktır. Kökeninden bugünkü gelişimine kadar, Klasik arkeoloji'i büyük ilgi ve tartışma konusu yapan çeşitli yönler araştırılacak. Ayrıca kültür, siyaset, eğitim ve teknoloji gibi farklı alanlardaki etkisi de incelenecektir. Bu kapsamlı analiz aracılığıyla, bu konudaki bilgiyi zenginleştirmek ve çağdaş dünyadaki rolü hakkında eleştirel düşünmeyi teşvik etmek amacıyla Klasik arkeoloji'in kapsamlı bir vizyonunu sağlamaya çalışıyoruz.
Klasik Arkeoloji tıpkı Hristiyan Arkeolojisi gibi, Arkeoloji'nin alt bilimdallarından biridir. Bu disiplin daha çok Antik Yunanistan ve Antik Roma kültürü ve bu kültürlerin geriye bıraktıkları ile ilgilenir.[1]
Arkeoloji ve antik olana yönelik ilk ilgi Rönesans dönemindeki hümanist akımlarla birlikte başlamıştır.[kaynak belirtilmeli] Bu konuda önemli isimler Flavio Biondo ve Poggio Bracciolini olarak verilebilir. İtalyan tüccar ve hümanist Ciriaco d'Ancona (d. yaklaşık 1391– ö. yaklaşık 1455) Klasik Arkeoloji'nin kurucularından biri olarak kabul edilir. Arkeolojinin Babası olarak da adlandırılır. Kültür tarihi bakımından değerlendirildiğinde Johann Joachim Winckelmann da klasik Arkeoloji'nin kurucuları arasında sayılmaktadır.
Bilim dalı geç tunç çağından (miken uygarlığı) başlar, İsa'dan sonra 6. yüzyıla kadar uzanan bir zaman dilimini kapsar. Klasik Arkeoloji kütüphane araştırmalarının yanı sıra, küçümsenmeyecek derecede zorlu saha çalışmalarını da kapsamaktadır.