Bu makalede, Mısır Seferi (1801) konusunu inceleyip derinlemesine inceleyeceğiz ve bunun toplumun çeşitli yönleri üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Mısır Seferi (1801) son yıllarda ilgi ve tartışma konusu olmuştur ve günümüz dünyasında önemi artmaya devam etmektedir. Ayrıntılı analiz yoluyla Mısır Seferi (1801)'in hem olumlu hem de olumsuz yönlerini, farklı bağlamlardaki etkisini ve çevremizdeki değişiklikleri nasıl şekillendirdiğini ve yönlendirdiğini inceleyeceğiz. Günlük hayatımızı bu kadar etkileyen bu konuya eleştirel ve objektif bir bakış açısıyla ışık tutmaya çalışıyoruz.
Mısır Seferi | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1798-1802 Osmanlı-Fransız Savaşı | |||||||||
![]() Mısır'da Osmanlı-Fransız mücadelesi | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
![]() ![]() |
![]() | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() | ||||||||
Güçler | |||||||||
![]() ![]() |
![]() 9 kalyon | ||||||||
Kayıplar | |||||||||
1-2.000 ölü ve yaralı |
6.500 ölü ve yaralı 23.500 esir 9 kalyon bütün toplar |
Mısır Seferi, 1798-1802 Osmanlı-Fransız Savaşı'nda evre.
Sadrazam Yusuf Ziya Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, John Hely-Hutchinson komutasındaki İngiliz ordusuyla icra ettiği ortak harekât sonucunda Mısır'daki Fransız ordusunu kesin bir yenilgiye uğratarak bu Osmanlı eyaletindeki üç yıllık Fransız işgalini sonlandırdı.
Mısır'da sıkışmış Fransa ordusunu tamamen teslim olmaya zorlamak amacıyla Osmanlı-İngiliz İttifakı 1801 yılında karadan ve denizden taarruzu kararlaştırdı. Bu çerçevede, Sadrazam Yusuf Ziya Paşa komutasında 30.000 kişilik Osmanlı ordusu (10.000 yeniçeri ve 20.000 başıbozuk) Yafa'da toplanırken, Kaptan-ı derya Küçük Hüseyin Paşa'nın emrinde 6.000 kişilik Osmanlı birliği (Nizâm-ı Cedîd ve Arnavut askerleri) ve 24.000 kişilik İngiliz ordusu (İngiliz, Alman, İsviçreli, Maltalı ve Hint askerlerden müteşekkildi) taarruza hazırlandı.
Buna mukabil, Fransa'nın ise Kahire ve İskenderiye'de iyi eğitimli yaklaşık 30.000 askeri bulunmaktaydı. Çıkarma yapılmadan önce İskenderiye’de 2.000, Abukir'de 500, Rahmaniye'de 3.000 ve Kahire merkezinde ve çevresinde 22.000 civarında asker konuşluydu. General Menou, Sadrazam Yusuf Ziya Paşa komutasındaki ordunun eğitimsizliğini bildiğinden Kahire'de 12.000 kişi bırakarak, beraberine aldığı 10.000 askerle ortak Osmanlı-İngiliz donanmasının çıkarma yapacağı (başta İskenderiye) kıyı bölgesini takviye etti.
Sadrazam Yusuf Ziya Paşa 12 Mart 1801'de Yafa'dan El-Ariş'e doğru harekete geçti. Salihiye'deki Fransız birliği kuvvetli tahkimatına rağmen Türk ordusunun taarruzuna dayanamayarak Bilbis'e çekildiyse de, burada da tutunamayarak Kahire'deki ana orduya katıldı. Keza Süveyş'teki Fransız kuvvetleri de ricat yolunun kesilebileceğinden endişelenerek Kahire'ye çekildi.[1] İleri harekâtını sürdüren Yusuf Ziya Paşa 8.000 kişiyle Kahire'den üzerine gelen General Beliard komutasındaki Fransız ordusunu 17 Mayıs 1801'de Haneke Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğrattı. Türk ordusunun bu zaferi Fransızların Mısır'daki mevcudiyetini sonlandıracak gelişmeler bağlamında en önemli dönüm noktalarından biri oldu.[2] Yenilen Fransız ordusunun Kahire'ye çekilmesi üzerine, Yusuf Ziya Paşa bir taraftan Abukir'de çıkarma yapmış Türk-İngiliz ordusuna Kahire'ye yürümeleri için haber gönderdi, diğer taraftan sevkettiği Halep Beylerbeyi İbrahim Paşa komutasındaki birlikler de Dimyat'ı ele geçirdi.[3]
İngiliz donanması 1801 Ocak ayında Fethiye'ye geldi ve Mart başında ayrılarak İskenderiye önlerine ulaştıysa da, buranın Fransızlarca tahkim edildiğini keşfedince 8 Mart 1801'de Abukir limanına 5.000 asker ve top çıkardı. Abukir'i savunan 500 kişilik Fransız birliği yenilse de, Rahmaniye ve İskenderiye’den sevkedilen 5.000 kişilik Fransız birliği İngiliz kuvvetlerini Madiye tepelerinde durdurmayı başardı.
Ardından Küçük Hüseyin Paşa komutasındaki 70 parçalık Osmanlı donanması da 23 Mart 1801'de Abukir'de Kethüda Hüsrev Ağa komutasında 6.000 asker çıkardı. İngiliz askerleriyle takviyeli Osmanlı kuvvetleri doğuda Raşid üzerine, Türk askerleriyle takviyeli İngiliz kuvvetleri ise batıda İskenderiye üzerine yürüdü. Fransızları geri atan bu birlikler İskenderiye'yi ablukaya aldı.
Hüsrev Ağa komutasındaki 6.000 kişilik (İngiliz takviyeli) Osmanlı birliği Miyadiye tepelerinde 5.000 askerlik Fransız birliğini mağlup etti. 19 Nisan 1801'de ise Osmanlı donanması Raşid burnuna yeni bir çıkarma yaptı ve İngiliz kuvvetleriyle birleşerek Raşid'i kuşattı. Dört günlük kuşatmanın ardından karadan ve nehirden şiddetli humbara ateşine dayanamayan Fransız birlikleri teslim oldu.
Miyadiye'den güneye ilerleyen Osmanlı-İngiliz birliği (iki İngiliz süvari bölüğü, iki İngiliz piyade alayı, Süleyman Ağa birliği, Halil Ağa birliği ve Ali Ağa birliği) 4 Mayıs'ta Nil kıyısına vardı. 9 Mayıs'ta meydana gelen Rahmaniye Muharebesi'nde Fransız birlikleri mağlup oldu ve 10 Mayıs'ta bağlaşık kuvvetler Rahmaniye'ye girdi.
Bu şekilde, İskenderiye'deki Fransız birlikleri kuşatma altında olduğundan, Rahmaniye'deki Fransız birlikleri yenildiğinden Osmanlı-İngiliz ordusunun önünde Kahire'ye kadar engel kalmadı.
13 Haziran 1801'de Hüsrev Ağa komutasındaki Türk birlikleri ile İngiliz kuvveti Nil'in batısından ilerledi ve Nil'in doğusundaki Sadrazam Yusuf Ziya Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuyla irtibat kurdu. Nitekim, Yusuf Ziya Paşa Fransızların Kahire'nin kuzeyindeki savunma mevzilerine dayanırken, Hüsrev Ağa ve İngiliz birlikleri de aynı gün İnbabe'yi ele geçirerek Gize'yi kuşattı.
Kahire'deki Fransız ordusunun komutanı General Beliard iki taraftan sıkışınca kenti savunamayacağını anladı ve Osmanlı, İngiliz ve Fransız temsilcilerinden oluşan bir kurul toplanarak ateşkes görüşmelerine başladı. 27 Haziran'da varılan şartnameyle Fransız ordusunun Kahire'yi tahliyesinin koşulları belirlendi.
9 Temmuz'da başlanan tahliye işlemi ertesi gün tamamlandı ve Yusuf Ziya Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 11 Temmuz 1801'de Kahire'ye girerek üç yıllık Fransız işgalini sonlandırdı.
Osmanlı-İngiliz ordusu İskenderiye’de kuşattıkları General Menou komutasındaki Fransız ordusunun da Kahire'deki koşullarla tahliyesini teklif ettilerse de, Fransa'dan yardım alabileceği ümidini koruyan General Manou direnmeye karar verdi. Ancak, şiddetli topçu ve humbara ateşiyle hırpalanan Fransız ordusu mecburen kenti tahliye etmeyi kabul etti. 8 Eylül 1801'de İskenderiye'deki Fransız kuvvetleri de kenti boşalttı ve tüm Mısır toprakları üç yıllık savaşın sonucunda mağlup olan Fransızların işgalinden kurtuldu.
Kaptan-ı derya Küçük Hüseyin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması kışın yaklaşması nedeniyle 22 Kasım 1801'de Kapıkulu askerlerini alıp İskenderiye’den ayrılarak 7 Aralık 1801’de İstanbul'a vardı.
Mısır'ın içişlerini düzene sokan ve Hüsrev Paşa'yı Beylerbeyi olarak bırakan Sadrazam Yusuf Ziya Paşa'da eyalette bıraktığı askerler haricinde Osmanlı ordusuyla 8 Şubat 1802’de karayoluyla İstanbul’a doğru yola çıktı.