Bu yazımızda günümüzün büyük önem taşıyan konusu olan Machtergreifung konusuna değineceğiz. Machtergreifung siyasetten bilime kadar farklı alanlarda çok fazla ilgi ve tartışma yaratan bir konudur. Toplumu ve günlük yaşamımızı önemli ölçüde etkileyen bu konunun iyice analiz edilmesi önemlidir. Bu makale boyunca Machtergreifung'in tarihsel kökeninden modern dünyadaki etkilerine kadar farklı yönlerini inceleyeceğiz. Bu makalenin Machtergreifung konusuna ışık tutacağını ve bu çok alakalı konunun anlaşılmasına katkıda bulunacağını umuyoruz.
Machtergreifung (Tr. iktidarı ele geçirme), Almanca bir terim olup 30 Ocak 1933'te Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) tarafından Almanya'da devlet iktidarının alınmasını ve ardından demokrasinin diktatörlüğe dönüştürülmesini ifade eder.[1] Olay, fiilen Üçüncü Reich'ın varlığının başlangıcıdır. Machtübernahme (Tr. iktidarı ele alma) de denir.
Birçok nedenden ötürü, yukarıda belirtilen iki terim tarafsız olarak değerlendirilemediğinden (nispeten kesin), tarihçiler aynı zamanda iktidar transferi terimini de kullanırlar.
Nazilerin iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan diğer bir isim Kahverengi Devrim'dir. İsim, SA'nın "kahverengi gömlek" olarak bilinen resmi üniformalarının renginden geliyor.[2]
Naziler, 30 Ocak'taki ulusal ayaklanma gününü iktidarı ele geçirmelerinin başlangıcı olarak kutladılar. O gün, 1933'te Adolf Hitler, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg tarafından NSDAP temsilcilerinin daha küçük bir parça oluşturduğu ulusal uzlaşı hükûmeti koalisyonunun şansölyesi (Reichskanzler) olarak yemin etti.