Marksist edebiyat teorisi konusu, toplumumuz üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğundan günümüzün en alakalı konularından biridir. Bu konuyu ele alırken tarihsel kökeninden güncel sonuçlarına kadar dikkate alınması gereken çok sayıda husus vardır. Bu yazımızda tam ve dengeli bir bakış açısı sunmak amacıyla Marksist edebiyat teorisi'e farklı bakış açılarını ve bakış açılarını inceleyeceğiz. Bu konuyu oluşturan farklı yönlerin yanı sıra kişisel, toplumsal ve politik alandaki olası sonuçlarını da analiz edeceğiz. Ayrıca Marksist edebiyat teorisi'in zaman içinde nasıl geliştiğini ve bugün hayatımızı nasıl etkilemeye devam ettiğini inceleyeceğiz.
Marksist edebiyat kuramı, temelini Marksist felsefe ve politika akımlarından alan ve edebiyat eleştirisine ekonomik, politik ve tarihsel açıdan bakmayı savunan bir düşünce sistemidir.
Karl Marx'ın kendisi böyle bir sistem hakkında yazmamış olsa da, sonradan Marksizm adını alacak olan felsefesini kurarken kültürel ve edebî eserlerin analizinden yararlanmıştır.[1]
İlk başlarda onun kullandığı yaklaşımlara bağlı olan Markist edebiyat eleştirisi, zamanla farklı düşünürler tarafından farklı tezlerle geliştirilmiş olduğundan günümüzde tek bir Marksist edebiyat kuramından bahsetmek mümkün değildir.
Bu alanda çalışmaları ön plana çıkan düşünürlerden bazıları şunlardır: Terry Eagleton, Fredric Jameson, Georg Lukács, Louis Althusser, Mikhail Bakhtin, Walter Benjamin ve Theodor W. Adorno. Türkiye'de özellikle Murat Belge bu alanda çalışmalarda bulunmuştur.
![]() | Edebiyat ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |