Mecâz-ı mürsel zaman içinde sayısız insanın dikkatini çeken bir konudur. Ortaya çıkışından bu yana farklı bakış açılarıyla yaklaşılmış ve çeşitli çalışma alanlarında büyük ilgi uyandırmıştır. İlgisi yıllar geçtikçe devam etti ve sürekli tartışma ve analiz konusu haline geldi. Bu yazıda Mecâz-ı mürsel'in kökeninden günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar tüm yönlerini detaylı olarak inceleyeceğiz. Zaman içinde nasıl geliştiğini ve farklı nesilleri nasıl etkilediğini keşfedeceğiz. Ayrıca günümüz dünyasındaki geçerliliğini ve geleceğe yönelik projeksiyonunu da analiz edeceğiz. Mecâz-ı mürsel'in büyüleyici dünyasına dalma ve keşfetme yolculuğumuzda bize katılın.
Ad aktarması ya da mecazımürsel (Grekçe: μετωνυμία, metonymía; Latince: metonymia),[1][2] şiirlerde sıkça kullanılan bir söz sanatı türüdür.
Ad aktarması yapılırken anlatılmak istenilen herhangi bir nesne ya da varlık, doğrudan söylenilmek yerine bir parçası ya da özelliği söylenilerek aktarılır. Başka bir deyişle, gerçek anlamının dışına çıkmış bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılması ad aktarması sanatına karşılık gelir. Berke Vardar bu sanatı düzdeğişmece olarak adlandırmaktadır.[3]
Ad aktarması yapılırken çeşitli kelime ilişkileri kullanılır. Parça-bütün ilişkisi, iç-dış ilişkisi, eser-yazar ilişkisi bu ilişkilere örnek olarak verilebilir.[4]