Günümüz dünyasında, Naci Babacan geniş bir insan kitlesi için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Naci Babacan, kökeninden toplum üzerindeki etkisine kadar farklı alanlarda tartışmalara ve yansımalara yol açtı. Bu makalede Naci Babacan'in birçok yönünü inceleyeceğiz, zaman içindeki gelişimini, günlük yaşamdaki etkilerini ve çeşitli bağlamlarla ilgisini analiz edeceğiz. Naci Babacan ister bir kişi, ister bir olgu, ister tarihi bir olay ya da başka bir konu olsun, üzerinde çalışmak ve anlamak, içinde yaşadığımız dünyayı daha iyi anlamak için çok önemlidir.
Naci Babacan | |
---|---|
Sinop Valisi | |
Görev süresi 1968-1970 | |
Yerine geldiği | Kemal Paşaoğlu |
Yerine gelen | İsmail Dokuzoğlu |
Van Valisi | |
Görev süresi 1966-1968 | |
Yerine geldiği | Mehmet Nazım Öner |
Yerine gelen | Mahmut Polat |
Naci Babacan, Türk bürokrat.
Çarşamba, Şenkaya ve Düzce kaymakamlıkları, 1966 ile 1968 yılları arasında Van, 1968 ile 1970 yılları arasında Sinop, 1970 ile 1971 yılları arasında Gümüşhane, 1975 ile 1978 yılları arasında Balıkesir, 1978 ile 1979 yılları arasında Muğla ve 1979 ile 1981 yılları arasında Edirne valilikleri yapmış bürokrattır.
1969 yılında Deniz Harp Okulu ikinci sınıf öğrencilerinin (5000'ler sınıfı) Karadeniz tatbikatı sırasında uğradığı limanlardan biri Sinop'tu. Naci Babacan o dönemde Sinop Valisi'ydi. Öğrencilerin Sinop'ta olduğu günlerde Muammer Sun yönetimindeki TRT Çok Sesli Korosu da Sinop'ta konser veriyordu. Öğrenciler konseri çok beğendiler. Konser bitiminde, üzerinde "Bağımsız ve demokratik Türkiye'yi özleyen Deniz Harp Okulu öğrencileri" yazan buketi Şef Muammer Sun'a verdiler.
Vali Babacan öğrencilerin bu eylemini Ankara'ya rapor etti. Rapor Ankara'yı harekete geçirdi. Gelen emirle tatbikat sona erdirildi. O sırada gemiler Sinop'tan ayrılmış, Hopa'ya ulaşmıştı. Tatbikattaki üç gemi (bangor), Alpaslan, Kılıç Ali, Fevzi Çakmak, hiç durmadan Hopa'dan Gölcük'e döndü.
Öğrenciler Gölcük'te tutuklandı, sorgulandı. Sonunda üç öğrenci Hasan Çetin üç ay, Burak Cemali Ülgün ve Mahmut Özen birer ay hapisle cezalandırıldı, Gölcük Askeri Cezaevi'ne kondu, okuldan atıldı.
Bu olay, Deniz Kuvvetleri'nde "Sinop olayı" olarak bilinir.