Günümüz dünyasında Reîsü'l-küttâb büyük ilgi gören ve alakalı bir konu haline geldi. Reîsü'l-küttâb'in etkisi, teknolojiden siyasete, kültüre ve genel olarak topluma kadar yaşamın birçok alanında giderek daha belirgin hale geliyor. Bu makalede Reîsü'l-küttâb'in farklı yönlerini ve onun günlük gerçekliğimizin çeşitli yönleri üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Reîsü'l-küttâb'in kökeninden bugünkü gelişimine kadar yaşadığımız dünyayı nasıl şekillendirdiğini ve gelecekte de bunu nasıl yapmaya devam edeceğini analiz edeceğiz. Derinlemesine analiz ve eleştirel düşünme yoluyla Reîsü'l-küttâb'in günümüzdeki önemine ve alaka düzeyine ışık tutmayı amaçlıyoruz.
Reîsü'l-küttâb (Osmanlıca: رئيس الكتاب) Osmanlı Devletinde Hariciye Nazırlığı'nın (Dışişleri Bakanlığı) kurulmasından önceki dönemde dışişlerinden sorumlu devlet görevlisiydi.
Reîsü'l-küttâblık görevi Osmanlı Devletinde ilk defa 1453 yılında İstanbul'un fethi sonrasında oluşturuldu. Osmanlı Devleti'nin yükselme döneminde reîsü'l-küttâblık henüz Divan-ı Hümayun düzeyinde bir görev değildi. Reîsü'l-küttâblar o dönemde Nişancıların emrinde çalışırlar, yurt dışıyla yapılan yazışmaları kaleme alırlardı. 1650 yılından sonra reîsü'l-küttâblar protokolde Nişancıdan sonra gelmekle beraber, dış siyasete ait işlerden tek başına sorumlu hale geldiler. Nişancılar bu tarihten sonra yalnız diğer kanuni işlerle uğraşır hale geldiler.[1] Giderek önemi artan reîsü'l-küttâblık kurumu 1836 yılında yerini Hariciye Nazırlığı'na bıraktı.