Günümüz dünyasında Sin (mitoloji) geniş bir kitlenin büyük ilgisini çeken bir konu haline geldi. Teknolojinin ve küreselleşmenin ilerlemesiyle birlikte Sin (mitoloji), toplumun, kültürün ve ekonominin çeşitli yönlerini etkileyerek hayatımızda temel bir rol üstlendi. Tarih boyunca Sin (mitoloji), çelişkili görüşlere ve güçlü duygulara yol açarak çalışma, tartışma ve ihtilafların konusu olmuştur. Bu makale, Sin (mitoloji) dünyasını derinlemesine incelemeyi, onun farklı boyutlarını keşfetmeyi ve okuyucunun onun günümüz dünyasındaki önemini ve alaka düzeyini anlamasını sağlayacak kapsamlı bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır.
Antik Mezopotamya dini |
---|
![]() |
İlgili konular |
Babil ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nanna'nın karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı" mânâsına gelir. Kutsal şehri Ur'dur. Babil ve Asur'da ise bu tanrıya Sin denmiş ve ona Suriye ve Harran'da da Sami ırk tarafından tapınılmıştır. Kanatlı bir boğayı süren Sin'in lapis lazuliden bir bıyığı vardı.
Karısı Ningal olan Nanna/Sin, Utu (Shamash - Güneş) ve daha sonraları İştar adını alan İnanna'nın babasıdır. Bazı metinlere göre İşkur da onun çocuğudur.
Sin aynı zamanda İslam öncesi Arabistan'ın Hadramut bölgesinde tapınılan bir ay ve zenginlik tanrısıdır.[1]
Akad kralı Naram Sin imparatorluk sınırlarını genişleten fetihlerle büyük bir imparatorluk kurmuş ve daha sonra da tanrılaştırılmıştır.[2]
Takvimin ve bereketin de tanrısı olan Sin'in sembolleri hilal, boğa ve üç ayaklı bir iskemledir. Babil ve Asur'un büyük şehirlerinde tapınakları bulunan Sin'in iki ana tapınağı vardır; güneyde Ur ve kuzeyde Harran. Ur'daki baş tapınağının adı E-gish-shir-gal = "Yüce Işığın Evi", Harran'daki tapınağının adı ise E-khul-khul = "Zevklerin Evi" idi.
Astral-teolojik sistemde 30 sayısı ile temsil edilirdi. Büyük bir ihtimalle 30 sayısı bir kameri aydaki ortalama gün sayısından (yaklaşık 29.53) türemiştir.
Sin (Nanna - Ay), Shamash (Utu - Güneş) ve İştar (İnanna - Dünya) ile birlikte Mezopotamya tanrılarının ikinci üçlüsünü oluştururlar.
Bazı tarihçilere göre Mekke'deki Kabe ilk olarak Ay tanrısı Sin'e adanmış bir mabettir. Bu yorumcular hilal simgesinin İslam'dan önce Ay tanrısının simgesi olduğunu ve hilalin günümüzde İslam ülkelerinin birçoğunun bayrağında yer aldığını, İslam'la özdeşleştirildiğini savunurlar.[3]