Bu yazımızda son yıllarda önemi giderek artan bir konu olan Tipu Sultan konusunu detaylı olarak inceleyeceğiz. Tipu Sultan siyasetten popüler kültüre kadar toplumun farklı alanlarında ilgi ve tartışma uyandıran bir konu. Makale boyunca Tipu Sultan'in birçok yönünü inceleyeceğiz, insanların günlük yaşamları üzerindeki etkisini ve küresel manzarayla olan ilgisini analiz edeceğiz. Ayrıca Tipu Sultan'in eksiksiz ve güncellenmiş bir vizyonunu sunmak için geçmişini, gelişimini ve gelecekteki olası gelişmelerini derinlemesine inceleyeceğiz. Bu makale, farklı profillere ve ilgi alanlarına sahip bireylerin dikkatini çekmeye devam eden bir konuya, kökeninden gelecekteki çıkarımlarına kadar ışık tutmayı amaçlıyor.
Feth Ali Tipu Sultan | |||||
---|---|---|---|---|---|
Feth Ali Tipu Sultan | |||||
Doğum | 1 Aralık 1751 Devanahalli, Hindistan | ||||
Ölüm | 4 Mayıs 1799 (47 yaşında) Srirangapatna, Hindistan | ||||
Defin | Mausoleum of Tipu Sultan, Srirangapatna | ||||
Eş(ler)i | Hatice (Khadija) Zaman Begüm | ||||
| |||||
Hanedan | Meysûr Sultanlığı | ||||
Babası | Haydar Ali | ||||
Annesi | Fatıma Fakhr-un-Nisa | ||||
Dini | Sünni İslam |
Tipu Sultan (d. 1750, asıl adı Feth Ali), Maisur Krallığı hükümdarıdır. Günümüzde Bangalur (Bangalore) bölgesinde olan Devanahalli'de doğdu.[1] Meysur Kaplanı olarak da bilinen Tipu Sultan, Güney Hindistan merkezli Mysore Krallığı'nın hükümdarıydı. Roket topçuluğunun öncüsüydü. Babası Haydar Ali Han, günümüzde Hindistan'ın güneybatısının hududunda kurulan bir müslüman devleti olan Meysûr Sultanlığı'nın kurucusudur.
Feth Ali Arapça, Farsça, Urduca dillerini öğrenerek iyi bir eğitim almıştır. Aslında asker olarak yetişse de şair ve alim olmayı başarmıştır. On beş yaşına geldiğinde babası Ali Haydar ile birlikte Meysûr sultanlığı ile İngilizlerin arasındaki savaşa 1776 yılında katıldı. 1782 senesinin Şubat ayında çıkan İkinci Meysûr Sultanlığı-İngilizler savaşında düşmanı mağlûp edip büyük ün kazanmıştır. Bu yılın sonunda babasının vefatıyla tahta geçmiştir.
Feth Ali Tîpû Sultan babası Haydar Ali gibi İngilizlere karşı Fransızlarla iş birliğini devam ettirme yolunu izleyip Osmanlı Devleti ile Afgan Hanlığı'yla anlaşma yoluna giden siyasi anlayışa sahipti. Osmanlılar'dan İngilizlere karşı isteklerde Tîpû Sultan padişahtan hilâfet beratı da istemiştir. İlk ve tek bir numune olan Hint sultanının Osmanlılardan berat istemesi, hilâfet makamının diğer ülkelerdeki etkisi açısından mühimdir. Tîpû Sultan'ın o zamanki Osmanlı Devleti'nin başındaki I. Abdülhamid'e gönderdiği mektup, ekonomik iş birliğinin yanında İngilizlerin yörede yaptığı zorla Hristiyanlaştırma faaliyetlerine ile tahribata karşı açtığı cihadı devam ettirmesi için yardım isteğinden bahsediyordu.[2]