Bu makalede, okuyucuya bu konuyla ilgili kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyon sunmak amacıyla Tularemi konusunu çeşitli perspektiflerden inceleyeceğiz. Tarihsel bağlamını, günümüz toplumundaki etkilerini, farklı alanlarla ilgisini ve günlük hayata etkisini analiz edeceğiz. Ayrıntılı ve kapsamlı bir analiz yoluyla, onun önemini ve çevremiz üzerindeki etkisini anlamamıza olanak tanıyan daha geniş ve daha sağlam bir bilgiyi teşvik etmek amacıyla Tularemi'e derinlemesine ve eksiksiz bir bakış sunmaya çalışacağız.
Tularemi, kemirgenlerde (tavşan, fare, sincap vb.) öldürücü nitelikte olan bu hastalığın etkeni Francisella tularensis'tir (Pasteurella tularensis). Hastalık hayvanlardan doğrudan temasla geçebildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir. Kuluçka devresi, üç gündür. Türkiye'de Emen-Beyşehir ve Yukarçiğil-Ilgın (Konya) endemik bölgelerdir.
Belirtileri aniden yükselen ateş, baş ağrısı, kırıklık, bulantı, kusma ve ishaldir. Türkiye'de en sık kontamine sularla bulaştığından, orofaringel tularemi ve buna bağlı olarak boğaz ağrısı, ateş, yutkunma zorluğu ve sonrasında hassas servikal lenfadenopati gözlenir. Zamanında tedavi edilmeyen lenfadenopatiler süpüre olur. Bu nedenle, tedaviye erkenden başlanması kritik öneme sahiptir. Ülkemizdeki kökenlerde antibiyotik direnci önemli bir problem değildir. Ancak bakteri yapısı itibarıyla beta laktamlara dirençlidir
Hastalık yeri tespit edilemeyen genel mikroplanmalara sebep olabileceği gibi, deride, gözde, akciğerlerde ve sindirim yolunda da yerleşebilir. Dış tularemide bulaşmanın başladığı yerler eller, gözler ve ağızdır. Buralarda önce küçük bir kabarcık oluşur, sonra ur şeklinde büyüyerek parçalanır. Bulaşma yeri nedeniyle bu bölgelerdeki lenf bezleri şişer ve ağrır. İç tularemi ise, akciğer tüberkülozu ya da bağırsak nezlesine benzeyen bir seyir izler. Böylece, vücuttaki tüm lenf bezleri şişip ağrıyabilir. Ateş durumu çok değişkendir. Çoğu kez kızamığa benzer deri döküntüleri ateşi izler. Tedavi edilmeyen hastalık 2-4 hafta sürer. En sık görülen yan etkisi lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
Ölüm oranı ilaç tedavisi sebebiyle oldukça düşüktür. Nekahet kimi zaman aylar sürer. Antibiyotikler aracılığıyla hastalığın tedavisinde büyük aşamalar sağlandı. Lenf bezleri iltihaplanmışsa cerrahi tedavi dahi gerekebilir. Seçilecek ilaç streptomisindir.[1] Ayrıca gentamisin ile 10 gün, tetrasiklin-sınıfı ilaçlar örneğin doksisiklin ile 2-3 hafta tedavi verilebilir,[2] chloramphenicol ya da kinolon grubu ilaçlar da kullanılabilir. Atenüe canlı bir aşısı mevcuttur ancak sadece yüksek risk grubunda kullanılmaktadır
Hastalık ve ölüm halinde sağlık kuruluşlarına bilgi verilmesi gereklidir. Salgın durumlarında hastalık yapan hayvanların yok edilmeleri zorunludur.