Körfez Savaşı'nın patlak vermesi ile birlikte, birçok akademisyen ve yazar bu döneme ilişkin görüşlerini eserlerinde ifade etti. 1990'lı yıllarda, bu süreç hakkındaki tartışmalar hala devam ederken, 11 Eylül saldırılarının ardından daha da önem kazandı.
Körfez Savaşı sırasında, Batılı ülkelerdeki yazarlar, genellikle ABD askeri müdahalesine olan desteklerini ifade eden eserler yazdılar. Özellikle, Tom Clancy'nin "Görev ve Onur" gibi popüler romanları, ABD askerlerinin savaş anında nasıl hareket ettiklerini ve savaşın sonuçlarını anlatıyordu. Benzer şekilde, Stephen Coonts'un "Flight of the Intruder" kitabı, ABD Hava Kuvvetleri'nin savaş sırasında gerçekleştirdiği hava saldırılarını konu edinmiştir.
Buna karşın, bazı yazarlar ise bu savaşın nedenlerini ve sonuçlarını sorgulayan eserler kaleme aldılar. Örneğin, Norman Schwarzkopf'un "It Doesn't Take a Hero" adlı kitabında, savaşın siyasi ve askeri gerekçeleri tartışılırken, Gore Vidal'in "Perpetual War for Perpetual Peace" adlı kitabı da ABD'nin sürekli savaş halinde olmasının nedenlerini eleştiriyordu.
11 Eylül saldırıları ise, dünya çapında birçok yazarı etkiledi ve bu olayın sonuçlarını anlatan eserler kaleme almaya başladılar. Özellikle, Don DeLillo'nun "Falling Man" adlı romanı, saldırı sonrası ortaya çıkan toplumsal ve siyasi sonuçları ele alıyordu. Benzer şekilde, Jonathan Safran Foer'un "Extremely Loud and Incredibly Close" adlı romanı, saldırıların kahramanı olan bir çocuğun hikayesini anlatıyordu.
Bunun yanı sıra, bazı yazarlar ise bu saldırıların nedenlerini sorgulayan eserler kaleme aldılar. Örneğin, Chalmers Johnson'un "Blowback: The Costs and Consequences of American Empire" adlı kitabı, ABD'nin yurt dışında yürüttüğü politikaların sonucu olarak gerçekleşen bu saldırıların nedenlerini anlatıyor.
Bu kitaplar, sadece edebi değerleri ile değil, aynı zamanda bu dönemlere ilişkin farklı perspektifleri okuyucularına sunmaları ile de önem taşıyor. Körfez Savaşı'na ilişkin yazılan eserler, genellikle ABD askeri müdahalesini ele alıyor olsa da, bu savaşın diğer ülkeler, özellikle de Irak'taki halklar üzerindeki etkileri de ele alınıyor. Benzer şekilde, 11 Eylül saldırılarına ilişkin yazılan eserler, saldırının etkilerinin yanı sıra, bu saldırıların nedenlerini sorgulayarak, ABD'nin yurt dışı politikalarını eleştiriyorlar.
Bu kitaplar, aynı zamanda, bu dönemlerin toplumsal ve siyasi atmosferlerini de yansıtıyorlar. Körfez Savaşı'na ilişkin yazılan eserler, halkın savaşa ilişkin tutumlarını ve ABD politikalarına karşı gösterilen protestoları yansıtıyorlar. Benzer şekilde, 11 Eylül saldırılarına ilişkin yazılan eserler, o dönemde oluşan toplumsal birlik ve dayanışma duygularını sergiliyorlar.
Bu nedenle, Körfez Savaşı ve 11 Eylül sonrasındaki olayları anlamak isteyen okuyucuların, bu dönemlere ilişkin farklı perspektifler sunan kitapları okuması, bu dönemleri daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.