İstanbul Antlaşması (1913)

Bu yazıda İstanbul Antlaşması (1913)'i ve onun günümüz toplumu üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. İstanbul Antlaşması (1913), kökeninden bugünkü önemine kadar günlük yaşamın çeşitli yönlerinde önemli bir rol oynamıştır. Tarih boyunca İstanbul Antlaşması (1913), farklı alanlardaki öneminin ve alaka düzeyinin daha iyi anlaşılmasına yol açan çalışma, tartışma ve tartışmalara konu olmuştur. Bu kapsamlı analiz aracılığıyla İstanbul Antlaşması (1913)'in farklı yönlerine ve modern toplum üzerindeki etkisine ışık tutmayı umuyoruz. İstanbul Antlaşması (1913) şüphesiz gelecekte de ilgi konusu olmaya devam edecek ve günümüz dünyasındaki etkisini anlamak çok önemli.

İstanbul Antlaşması
I. ve II. Balkan Savaşları sonrası Osmanlı sınırları
TürBarış antlaşması
İmzalanma29 Eylül 1913
Yerİstanbul

İstanbul Antlaşması, 29 Eylül 1913 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan Krallığı arasında II. Balkan Savaşı sonunda yapılmış bir antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı, Doğu Trakya'ya yeniden hâkim olsa da; Batı Trakya ve Dedeağaç Bulgaristan toprağı olarak kalmaya devam ederek; Osmanlı hâkimiyeti içerisine bir daha girememiştir.[1]

Bu antlaşmanın bazı şartları şunlardır:

  1. Edirne, Dimetoka, Kırklareli Osmanlılarda kalacak.
  2. Kavala ve Dedeağaç Bulgaristan'a bırakılacak.
  3. Meriç nehri iki ülke arasında sınır kabul edilecek.
  4. Bulgaristan Krallığı'ndaki Türkler'in siyasi, dini ve sosyal hakları korunacak.

Kaynakça

  1. ^ "İstanbul Antlaşması". anabilgi.anadolu.edu.tr. 18 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi.