Ahmed Paşa Antlaşması konusu son zamanlarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu. Ahmed Paşa Antlaşması, toplum üzerindeki etkisinden günlük hayata olan etkilerine kadar birçok alanda geniş ilgi uyandırdı. Ahmed Paşa Antlaşması'i keşfetmeye ve daha iyi anlamaya devam ettikçe, bizi onun önemi ve alaka düzeyi üzerinde düşünmeye davet eden yeni bakış açıları ve sorular ortaya çıkıyor. Bu makalede, Ahmed Paşa Antlaşması'in farklı yönlerine dalacağız, farklı alanlardaki etkisini inceleyeceğiz ve mevcut bağlamda önemini tartışacağız.
Tür | Barış Antlaşması |
---|---|
İmzalanma | 10 Ocak, 1732 |
Ahmed Paşa Antlaşması, 10 Ocak 1732 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Safevîler arasında imzalanmış bir antlaşmadır. 1730-1732 Osmanlı-Safevî Savaşı'nı sona erdirmiştir.
Osmanlılar 1723-1730 yılları arasında Tiflis'in yanı sıra Erivan ve Gence'yi de ele geçirerek Güney Kafkasya'yı kontrol altına almayı başardılar. Güney cephelerinde (yani Batı İran'da) Osmanlılar Tebriz, Urmiye, Hürremabad, Kirmanşah ve Hamedân'ı ele geçirdi. 1724 yılında Osmanlılar ve Ruslar, İstanbul Antlaşması (1724) ile yukarıda bahsedilen İran topraklarının ikisi arasında daha fazla paylaşılması konusunda anlaşmışlardı. Ancak Safevilerden Tahmasp II'nin İran'ı kontrol etmeye başlamasının ardından Osmanlı ilerleyişi kontrol altına alındı. Savaştan yorulan her iki taraf da savaşı bitirmeye karar verdi. Ahmet Paşa (Osmanlı) ve Mehmet Rıza Kulu (İran) antlaşmayı imzaladı.[1][2]
Bu antlaşmanın bazı şartları şunlardır:
Söz konusu antlaşma Osmanlı Devleti'ni memnun etmedi ve sadrazam azledildi. Dolayısıyla, kırılgan bir barış ortamı oluştu. 1733'te İran'da iktidarı tamamen ele geçiren Nadir Şah, Osmanlılar'ın eline geçen Kafkas topraklarını geri almak için fırsat kollamaya başladı.
(...) against Nader's advice, Shah Tahmasp marched against the Turks to force their withdrawal from Transcaucasia. The Ottomans routed the Persian forces in 1731, and in January 1732, the Shah concluded an agreement that left eastern Armenia, eastern Georgia, Shirvan, and Hamadan in Turkish hands.
But while Nadir pursued conquests in the east, Shah Tahmasp reopened hostilities with the Ottomans in an effort to regain his lost territories. He was defeated and agreed to a treaty that restored Tabriz but left Kermanshah and Hamadan in Ottoman hands. Nadir was incensed at the treaty (...)
![]() | Antlaşma ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |