Canca Kalesi dünyasında bizi keşfetmeye, analiz etmeye ve anlamaya davet eden çok sayıda büyüleyici yön buluyoruz. Canca Kalesi, çok çeşitli disiplinleri ve çalışma alanlarını kapsayan, bilgisine dalmak isteyenler için sonsuz olanaklar sunan heyecan verici bir konudur. Canca Kalesi ister tarih, ister bilim, teknoloji, kültür veya başka herhangi bir alanda olsun, etkisi ve alaka düzeyi yadsınamaz. Bu makalede, Canca Kalesi'in büyüleyici dünyasını derinlemesine inceleyerek onun kökenlerini, gelişmelerini ve günümüz dünyasındaki etkilerini keşfedeceğiz. Canca Kalesi hakkında bu keşif ve öğrenme yolculuğumuzda bize katılın.
Canca Kalesi, Gümüşhane'nin batısında yer alan, kayalık alana inşa edilmiş bir kaledir.[1] 1.530 metre yükseklikte kalenin restorasyonu için 2018'de 1,8 milyon lira ihale edilmiştir.[2] Kısmen yuvarlık planlı olarak inşa edilen kale moloz taşlarla kaplıdır.[3]
Doğu batı ekseninde inşa edilmiş olan kalenin girişi batıdadır. Üç bölümden oluşan kale, 1.5 metre kalınlığındaki burçlarla çevrelenmiştir. Surların içinde 4.1x4.1 metre ölçülerinde halen daha sağlam olan bir sarnıç bulunmaktadır. Kalenin içindeki bir kapıyla kalenin doğu kısmına geçilebilir. Kalenin doğu kısmının kuzeyinde bir gözetleme kulesi bulunmaktadır. Bu kule, yazılı kaynaklarda şapel olarak geçmektedir.[4] Kalenin duvarlarındaki freskolarda Hristiyan azizlerin tasvir edildiği düşünülmektedir.[5] Kalede ayrıca günümüzdekilerden farklı mermi sistemleri, seramik parçaları, pipolar, sikkeler, amphoralar, pithoslar, gülleler ve 4 farklı tandır başta olmak üzere 500 eser bulunmuştur.[6]
Erken Orta Çağ'da inşa edilen kalenin Bizans İmparatoru I. Justinianus'a bağlı ve bölgeye hakim olan Tzanlar tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Kalenin etrafındaki yapı izlerinden eskiden burada bir şehir olduğu ihtimali doğmaktadır. Evliya Çelebi'ye göre, İskender'e bağlı Philikos'un bölgede gümüş madenleri bulmasıyla beraber kale onarılmış ve Gümüşhane'nin önemi artmıştır.[7]