Günümüz dünyasında John Duns Scotus toplumda büyük önem kazanmış bir konudur. Yıllardır hem uzmanlar hem de sıradan insanlar arasında tartışma ve tartışma konusu olmuştur. Etkisi, ekonomiden politikaya, kültüre ve teknolojiye kadar her şeyi etkileyerek günlük yaşamın birçok yönüne yayıldı. Bu, çatışan tutkuları ve görüşleri uyandıran ve kamuoyunun büyük ilgisini çeken bir konudur. Bu makalede, John Duns Scotus'i ve günümüz toplumu üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz, nedenlerini, sonuçlarını ve olası çözümlerini analiz edeceğiz.
John Duns Scotus | |
---|---|
![]() Justus van Gent tarafından yapılan portresi, y. 1476-1478 | |
Doğum | y. 1265/66 Duns, Berwickshire, İskoçya |
Ölüm | 8 Kasım 1308 (42 yaşında) Köln, Kutsal Roma İmparatorluğu |
Kutsayanlar | Katolik Kilisesi |
Kutsanma | 20 Mart 1993, Vatican City Pope John Paul II tarafından |
Türbe | Fransisken Kilisesi, Köln, Almanya |
Yortu | 8 Kasım |
Simge | Kitaplar, Kutsal Bakire Meryem'in bir görüntüsü, Fransisken bir rahibin göğsündeki ay |
Koruyucu aziz | Akademisyenler, Köln, Almanya, özürler, akademisyenler, öğrenci, ilahiyatçılar ve filozoflar |
John Duns Scotus | |
---|---|
Alma mater | Oxford Üniversitesi[1][2] Paris Üniversitesi |
Çağı | Orta Çağ felsefesi |
Bölgesi | Batı felsefesi |
Okulu | Skolastisizm Skotizm Aristotelesçilik[3] Teolojik gönüllülük[4] Felsefi gerçekçilik Orta Çağ gerçekçiliği (Skotistik gerçekçilik) Skolastik felsefe |
Doktora danışmanı | Wareli William |
İlgi alanları | Metafizik, teoloji, mantık, epistemoloji, etik |
Önemli fikirleri | Varlığın tekliği Resmi ayrım Teolojik gönüllülük Bir bireyselleşme ilkesi olarak Haecceity Skotistik gerçekçilik Meryem Ana'nın Günahsız Gebeliği |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri |
Johannes Duns Scotus, 1266-1308 yılları arasında yaşamış olan İskoç asıllı Fransisken skolastik felsefeci[9] ve tanrıbilimcidir. 1993'te Papa II. Yuhanna Pavlus tarafından kutsanmıştır.
Aristoteles'in mantık ve metafiziğini benimsemekle birlikte, daha çok Augustinusçu gelenek içinde yer alan filozof, İbn Rüşd'e de, Thomasçılığa da karşı çıkmıştır.[11] O, metafizikle teoloji arasında bir ayrım yapmış ve tüm varolanlar arasında bir ayrım yapmış ve tüm varolanlar için ortak olan ilkeleri araştıran metafiziğin Tanrı'yı kavrayamayacağını öne sürmüştür. Ona göre, Tanrı, teolojinin konusuna girer. Scotus'a göre, evrendeki hareket ve değişmenin bir başlatıcısı, evrendeki varlıkların bir ilk hareket ettiricisi olmalıdır ki bu da Tanrı'dır. Tanrı zorunlu varlıktır, birdir, özü itibarıyla basittir, özgür bir iradeye sahiptir. Tümeller konusunda, onların öncelikle Tanrı'nın zihnindeki formlar olarak varolduğunu söyleyen Scotus, onların ikinci olarak nenelerde nesnelerin özleri ya da genel doğaları olarak ortaya çıktığını iddia etmiştir. Tümeller, ona göre, nihayet, zihnimizdeki soyut kavramlar olarak varolur ve gerçek dünyadaki nesnelerin özelliklerini tanımlamak üzere kullanılan sıfatlardır.[12] İradeciliği benimseyen Scottus'a göre, Tanrı'yla birleşme hedefine ulaşmada en önemli rolü akıl veya zeka değil irade oynamaktadır.
Geliştirdiği "eşzamanlı olumsallık" kavramı Hristiyan anlayışını etkilemiştir.[11]
Scotus is a good Aristotelian, in the sense that he believes that cognition always has an empirical starting point