Günümüz dünyasında Klasik mimarlık, toplumun farklı kesimlerinde büyük ilgi ve tartışma uyandıran bir konudur. Klasik mimarlık'in etkisi ekonomi, siyaset, kültür ve teknoloji gibi alanlarda fark edilerek sonsuz farklı görüş ve bakış açıları yaratıldı. Klasik mimarlık, ortaya çıkışından bu yana kısa, orta ve uzun vadedeki etkilerini ve sonuçlarını anlamaya çalışan alandaki uzmanların çalışma ve araştırma konusu olmuştur. Bu makale, günümüzde tartışma ve yansıma kaynağı olmaya devam eden bir konuya ışık tutmak amacıyla Klasik mimarlık olgusunu derinlemesine inceleyecek, nedenlerini, etkilerini ve olası çözümlerini analiz edecektir.
Klasik mimarlık, genellikle klasik antik Yunan ve Roma mimarisinin ilkelerinden veya bazen daha spesifik olarak Romalı mimar Vitruvius'un De architectura eserinden (MS 10 civarı) az çok bilinçli bir şekilde türetilen mimariyi ifade eder.[1] Karolenj Rönesansı'ndan beri farklı klasik mimari stilleri var olmuştur ve İtalyan Rönesansı'ndan beri belirgin bir şekilde var olmuştur. Klasik mimari stilleri büyük ölçüde değişebilse de, genel olarak hepsinin dekoratif ve yapıcı unsurların ortak bir "kelime dağarcığından" yararlandığı söylenebilir. Batı dünyasının çoğunda, farklı klasik mimari stilleri Rönesans'tan II. Dünya Savaşı'na kadar mimarlık tarihine hakim olmuştur. Klasik mimari birçok mimarı bilgilendirmeye devam etmektedir.
Klasik mimarlık terimi, klasik Çin mimarisi veya klasik Maya mimarisi gibi son derece rafine bir duruma evrilen herhangi bir mimari biçimi için de geçerlidir. Ayrıca klasik estetik felsefesini kullanan herhangi bir mimariyi de ifade edebilir. Terim, temel aksiyomları paylaşabilmesine rağmen "geleneksel" veya "yerel mimari"den farklı şekilde kullanılabilir.