Kâbus

Bu makale Kâbus konusunu farklı bakış açıları ve yaklaşımlarla ele alacak ve bu konunun bütünsel ve eksiksiz bir vizyonunu sunmayı amaçlamaktadır. Kâbus ile ilgili çeşitli yönler analiz edilecek ve okuyucunun mevcut bağlamda önemini ve alaka düzeyini tam olarak anlamasını sağlayacak ayrıntılı ve güncel bilgiler sağlanacaktır. Aynı şekilde Kâbus ile ilgili farklı çalışmalar, araştırmalar ve uzman görüşleri de incelenerek bu konunun bilgi ve anlaşılmasına katkı sağlayacak kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyon sunulacaktır. Makale boyunca Kâbus'in belirli yönleri incelenecek, farklı alanlardaki etkisi ve mevcut toplum üzerindeki etkisi vurgulanacaktır.

Henry Fuseli, 1802, Kâbus
Sigmund Freud'un duvarında bir kopyası bulunmaktaydı.

Kâbus en genel olarak uyurken kişiye güçlü bir duygusal rahatsızlık veren rüyalardır. Hayalet, canavar, cadı, vahşi hayvan gibi korku ve terör ögeleri içerebilirler. Acı çekme, düşme, boğulma ve ölme de sık rastlanan kâbuslardandır. Yüksek ateş gibi fizyolojik nedenlerden olabilecekleri gibi, kâbusu görenin hayatındaki beklenmedik bir stres ya da travma gibi psikolojik nedenleri de olabilir. Kimi zaman nedensiz yere görüldükleri de olabilir.[1] Bazen kâbuslar o kadar etkili olur ki, uyuyan kişiyi halen yaşadığı duyguları taşır bir halde uyandırır ve kişi uzun bir süre etkisinden kurtulamaz.

Arada bir kâbus görmek normal olarak kabul edilmektedir. Ama sürekli kâbus görme durumu daha önemli bir sorunun habercisi olabilir, kişinin uyku düzenini bozabilir ve sağlığını etkileyebilir. Bu nedenle sürekli kâbus gören kişilerin doktora gitmesi gerekebilir.

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ Sigmund Freud, nedensiz gibi görülen herhangi bir rüyanın mutlaka saklı bir psikolojik nedeni olduğunu ileri sürmüştür. Bkz. Düşlerin Yorumu, Payel Yay.