Günümüz dünyasında Mecidiye Nişanı, farklı alanlardan çok sayıda insanın ilgisini çeken bir konu haline geldi. Tarihteki önemi, modern toplum üzerindeki etkisi veya gelecekteki sonuçları açısından Mecidiye Nişanı her yaştan ve meslekten bireylerin dikkatini çekmiştir. Bu makale, bu konunun eksiksiz ve zenginleştirici bir vizyonunu sağlamak amacıyla Mecidiye Nişanı ile ilgili farklı yönleri keşfetmeyi ve analiz etmeyi amaçlamaktadır. Kökeni ve olası sonuçları da dahil olmak üzere mevcut evrimine kadar amacımız, okuyucularımızın içinde yaşadığımız dünyada Mecidiye Nişanı'in önemini tam olarak anlamalarına olanak tanıyan küresel ve eksiksiz bir bakış açısı sunmaktır.
Mecidiye Nişanı | |
---|---|
Mecidiye Nişanı | |
![]() Osmanlı Padişahı tarafından verilir | |
Ülke | ![]() |
Tür | Nişan |
Olası Hak Sahipleri | Sivil ve askeri |
Gerekçe | Başarılı olan Türk ve yabancı askerlere verilir |
Durum | Verilmemektedir |
İstatistikler | |
Kuruluş | 1851 |
İlk Verilişi | 1851 |
Son Verilişi | 1917 |
![]() |
Mecidiye Nişanı, 29 Ağustos 1852 - 1922[1] tarihleri arasında verilen askeri ve kahramanlık nişanıdır. Sultan Abdülmecid döneminde tasarlandı.[2]
Çift kılıçlı nişan, beşer şualı yedi şubeden (köşe) ibarettir. Ortasında sultanın tuğrası yer almakta, etrafında kırmızı mineli fon üzerinde altın ile yazılmış "Gayret, Hamiyet, Sadakat" sözleri bulunmaktadır. Alt kısmında 1268 (1851) tarihi yazılıdır. Şua aralarında Ay Yıldız motifi ve nişanın asılma yerinde ona bağlı kırmızı mineli ay yıldız vardır. Şemsesi aynı modelde çift kılıçlıdır. Şua üzerlerinde ay yıldız motifleri bulunmaktadır.
Asıl adı "Mecidi Nişanı" olmasına rağmen halk arasında "Mecidiye Nişanı" adıyla anılmaktadır. Mecidiye nişanının beş rütbesi vardı. Birinci rütbesinden 50, ikinci rütbesinden 150, üçüncü rütbesinden 800, dördüncü rütbesinden 3000 ve beşinci rütbesinden 6000 adet basıldı. Yalnız birinci rütbenin murassası (değerli taşlarla süslemesi) bulunmaktadır. Mecidiye nişanının ortasında çemberle çevrili kabarık kısımda bir tuğra yer alır. Bu kısmın etrafında kırmızı mineli bir fon üzerinde “gayret, hamiyyet, sadakat” kelimeleri; altındaysa, 1268 (1851) tarihi yazılıdır. Kordon ucuna asılan birinciyle, boyuna asılan ikinci ve üçüncü rütbeli nişanlar, hemen hemen aynı büyüklüktedir. Dördüncü rütbe daha küçük, beşinci rütbe ise en küçük olanıdır. Beşinci rütbe gümüş olup, diğerleri altındandır.
Mecidiye nişanı ilmiye ve askeriye mensuplarından üstün hizmet ve muvaffakıyet gösterenlere verilirdi. Birinci ve ikinci rütbelerin sahiplerine nişanları, padişahın huzurunda takılırdı.
Beratla verilen ve kullanılan mecidiye nişanı, kaydı hayat şartıyla verilir, nişan sahibinin ölümünde hazineye iade edilirdi.