Bugün Pereyaslav Antlaşması toplumda büyük ilgi gören ve tartışılan bir konudur. Yıllar boyunca Pereyaslav Antlaşması'in farklı görüş ve duruşların buluşma noktası olması, bu konuda çok çeşitli bakış açılarının ortaya çıkmasına neden oldu. Pereyaslav Antlaşması, ortaya çıkışından günümüze kadar farklı alanlarda çalışma ve analiz konusu olmuş, bu olguya ilişkin bilgi ve anlayışın zenginleşmesine katkıda bulunmuştur. Bu makalede, bu konuya eksiksiz ve objektif bir bakış açısı sunmak amacıyla Pereyaslav Antlaşması'in farklı yönlerini ve yaklaşımlarını inceleyeceğiz.
![]() Pereyaslav Antlaşması konulu Sovyet posta pulu. (1954) | |
İmzalanma | 18 Ocak 1654 |
---|
Pereyaslav Antlaşması (Lehçe: Ugoda perejasławska, Ukraynaca: Переяславська рада, Pereyaslavska rada), Ukrayna'daki Kazak Ordusu konseyinin Ukrayna'yı Rusya Çarlığı'na bağlama kararı alması ve Rus çarının temsilcileriyle Kazak Hetmanı Bogdan Hmelnitski arasında 18 Ocak 1654 tarihinde yapılan antlaşma. Rusya Çarlığı ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında 1654-67 yılları arasında sürecek On Üç Yıl Savaşı'na yol açmıştır.[1]
Polonya yönetimine karşı 1648'de bir ayaklanma başlatan Zaporojye Kazaklarının Atamanı Bogdan Hmelnitski, Tatar müttefiklerinin kendisini yalnız bırakması ve Lehistan tehdidinin artması üzerine, 1651'de yardım için Rus çarına başvurarak Ukrayna'nın özerk bir birim olarak koruma altına alınmasını istedi. Ruslar başlangıçta bu talebe sıcak bakmasa da, Ekim 1653'te Zemski Sobor adlı ülke meclisinde görüşülerek talep kabul edildi. Ardından Çar I. Aleksey Kazaklara Vasil Buturlin başkanlığında bir heyet gönderdi.
Kazakların ağır bir yenilgiye uğramalarından hemen sonra Pereyaslav'da (bugünkü Pereyaslav-Hmelnitski) Moskova temsilcilerini kabul eden Hmelnitski Rus çarı I. Aleksey'e bağlılığını bildirdi. Kazaklara geniş bir özerklik tanındı ve Polonya yönetimi sırasında Ukrayna'daki öbür halklarla birlikte yararlandıkları bütün hak ve ayrıcalıkları korundu. Ama bunu izleyen On Üç Yıl Savaşı (1654-67) Ukrayna'nın Rusya ile Polonya arasında bölünmesiyle sonuçlanacaktı.
Savaşın sonunda Dinyeper Nehrinin doğusunda kalan topraklarla Kiev bölgesi Rusların denetimine girdi. Kazak Hetmanlığı'nın Rusya'ya bağımlı hale gelmesinin başlangıcı sayılabilecek bu antlaşmadan sonra, II. Katerina döneminde 1764 yılında özerliği de kaldırılarak tamamen Rusya'ya bağımlı duruma gelmiştir.