Bu yazıda Alpers hastalığı'i farklı bakış açıları ve yaklaşımlardan inceleyip analiz edeceğiz. Alpers hastalığı, yıllar boyunca pek çok insanın ilgisini çeken bir konudur ve bu makalede, günümüz toplumundaki önemini ve alaka düzeyini ele alacağız. Alpers hastalığı, popüler kültüre olan etkisinden günlük yaşamın farklı alanlarına olan etkisine kadar farklı sektörlerde tartışma ve yansıma yarattı. Bu makale aracılığıyla, Alpers hastalığı'e dair eksiksiz ve zenginleştirici bir bakış açısı sunmayı ve okuyucularımıza bu konu hakkında daha derin ve anlamlı bir anlayış sunmayı umuyoruz.
Alpers hastalığı veya Alpers sendromu[1] (progresif sklerozan poliodistrofi veya progresif infantil poliodistrofi) çoğunlukla bebek ve çocuklarda görülen merkezi sinir sisteminin ilerleyici dejeneratif bir hastalığıdır. Otozomal resesif bir hastalıktır bu nedenle aktif hastalık için kusurlu genin iki kopyası gereklidir. Tek bir kopya taşıyıcılık anlamına gelir. Alpers hastalığı POLG genindeki bazı genetik mutasyonlar nedeniyle oluşur.
Hastalık adını Bernard Jacob Alpers[2][3] ve Peter Huttenlocher'den almaktadır.[4]