Günümüz dünyasında Kişileştirilmiş tanrı her yaştan ve her kökenden insanın büyük önem verdiği ve ilgisini çeken bir konu haline geldi. Kişileştirilmiş tanrı, toplum üzerindeki etkisinden günlük yaşam üzerindeki etkilerine kadar hayatımızın birçok yönünü etkiliyor. Yıllar geçtikçe, Kişileştirilmiş tanrı birçok perspektiften araştırılıp tartışıldı ve konu etrafında geniş bir yelpazede görüş ve teoriler üretildi. Bu makalede, Kişileştirilmiş tanrı'in önemini ve çağdaş dünyadaki kaçınılmaz ilişkisini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz ve birçok yönüne ilişkin ayrıntılı ve objektif bir vizyon sunacağız.
Makale serilerinden |
Tanrı |
---|
Kişileştirilmiş tanrı veya insani tanrı, insani özelliklere sahip tanrı.[1] Tanrının insani kişilik özelliklerine sahip olduğu, insan gibi konuştuğu, kızgınlık, gurur, öfke, merhamet, cezalandırma ve ödüllendirme gibi duygu ve isteklere sahip olduğu durumları tanımlamada kullanılır. Öfke ve intikamcılık insanlarda adalet ile çelişen, kontrol edilemeyen bir duygusal durumu ifade etmek için kullanılır.
Tanrının insani kişilik özellikleri ile tanımlanması birçokları için çok ünlü olan sorunun ortaya çıkmasına yol açmıştır; "İnsanı yaratmak mı tanrının büyük hatasıydı; tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatasıydı?" (Nietzsche)
İbrahimi dinlerin kitaplarında de Tanrı kişileştirilmiş bir yaratıcıdır. Birincil kişi olarak konuşur ve gurur, öfke gibi duygular sergiler, bazen insanların karşısına "insan görüntüsü" ile çıkar.[2]
Tanrı hakkında teşbihi antropomorfik bir dil kullanılıp kullanılamayacağı konusunda Yahudi, Hristiyan ve İslam düşünce tarihinde oldukça yoğun tartışmalar olmuştur. Kutsal kitaplarda Tanrı'yı hem teşbih eden hem de tenzih denilen olumsuzlama örneklerine rastlanmaktadır. Üç dinin de bu konuya yaklaşımını incelediğimizde hem Kur’an’ın hem de Kitab-ı Mukaddes’in olumsuz nitelemeler yanında olumlu nitelemeleri çok daha fazla kullanıldığı görülecektir; yani vahiyde tenzihten çok teşbih vardır.[3]
Tanah'ta da Yehova'nın sık sık kişileştirildiği görülür. Hristiyanlıkta Tanrı baba, sufilikte arkadaştır.[4]
İslam'da Allah Müntakim (intikam alan, intikamcı), Mütekebbir[5] (kişiliğinin ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar ulu) ve hilecilere karşı hile yapanların en hayırlısı,[6] Sabur (çok sabırlı), celil (çok öfkeli), rahim (çok merhametli), halim (yumuşak huylu) gibi insani duygular ifade eden isimlerle de anılır. (Allah'ın 99 ismi)
İslami kaynaklarda Allah'ın yakın, insansı kimliği yanında varlık veya evren (yaratılmışlar) ötesi aşkın (transendental) kimliğine ilişkin de ifadeler birlikte kullanılır. Örneğin Allah Kur'an'da eski toplumlardan hikâyeler anlatarak veya şiirimsi anlatımlar ile insanlara hitap eder, yer yer tehdit eder, yer yer merhamet eder.
Hadislerde ise daha belirgin bir şekilde insansı anlatımlar kullanılır. Örneğin hidayete eren bir kul karşışında çölde binek devesini yiyecekleri ve suyu ile birlikte kaybeden, tam da ölümü beklerken yanıbaşında bulduğu devesi karşısında şaşkınlıktan "Allahım ben senin tanrım, sen de benim kulumsun"[7] diye kendinden geçen bir bedevi kadar sevinçlidir.