Bugünkü makalemizde San Remo Konferansı'in büyüleyici dünyasına dalacağız, farklı yönlerini inceleyeceğiz ve yaşamın farklı alanlarındaki etkisini inceleyeceğiz. San Remo Konferansı, başlangıcından bugünkü gelişimine kadar ilgi ve tartışma konusu olmuş, hem uzmanların hem de hayranların merakını uyandırmıştır. Bu doğrultuda, San Remo Konferansı ve onun toplumdaki önemi, bunun yanı sıra günlük durumlar ve çeşitli disiplinlerin gelişimi üzerindeki etkisi hakkında daha fazla bilgi edineceğiz. San Remo Konferansı'in tarihi, güncel olayları ve geleceği boyunca heyecan verici bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Ocak 2018) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
San Remo Konferansı | |
---|---|
25 Nisan 1920, soldan sağa: Matsui Keishirō, David Lloyd George, George Curzon, Philippe Berthelot, Alexandre Millerand, Vittorio Scialoja, Francesco Saverio Nitti | |
Tarih | 18–26 Nisan 1920 |
Konum | ![]() |
Neden | Osmanlı İmparatorluğu topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak olan Sevr Antlaşması'nın şartlarını hazırlamak. |
Sonuç | Sevr Antlaşması |
San Remo Konferansı, I. Dünya Savaşı'ndan sonra, 18-26 Nisan 1920'de, Osmanlı İmparatorluğu topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak olan Sevr Antlaşması'nın şartlarını hazırlamak için, İtalya'nın Sanremo şehrinde toplanan uluslararası konferans.
Birleşik Krallık başbakanı David Lloyd George, Fransa başbakanı Alexandre Millerand, İtalya başbakanı Francesco Saverio Nitti ile Japonya, Yunanistan ve Belçika temsilcilerinin katıldığı konferansta I. Dünya Savaşı'ndan mağlup olarak çıkan Osmanlı İmparatorluğu topraklarının ve Orta Doğu petrollerinin paylaşılması görüşüldü ve Sevr (Sévres) Antlaşması'nın son hali hazırlandı.
Mareşal Ferdinand Foch başkanlığında 19 Nisan günü toplanan askerî komitenin görüşlerini alan konsey barış şartlarını belirlemek için çalışmaya başladı. Konferansta Kürt meselesi, boğazlar ve Osmanlı'nın borçları görüşüldü. Osmanlı borçları için konferansa katılan devletler bir komisyon kurdu. Konferans sırasında hiçbir Türk yetkiliye söz verilmedi. Osmanlı Heyeti'nden Galip Kemali Bey bir muhtıra vererek İzmir, Adana, Erzurum ve Trabzon bölgelerinde Müslüman Türklerin çoğunlukta olduğunu hatırlatıp, kararlar alınırken göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirdi. ABD başkanı Woodrow Wilson konferansta alınacak kararların adil olması gerektiği üzerinde durdu. Öte yandan Lloyd George kesinleştirilen kararların gerekirse zorla kabul ettirileceğini söyledi. Yunanistan başbakanı Eleftherios Venizelos Anadolu'nun işgali için daha sert olunması gerektiğini belirtti ancak öncelikli meseleler nedeniyle bu fikir kabul edilmedi.
Konferansta ayrıca Birleşik Krallık ile Fransa arasında bir petrol anlaşması imzalandı. Bu anlaşmayla Musul'un Birleşik Krallık'ın Irak manda bölgesine dâhil edilmesi, Fransa'ya Irak petrollerinden %25 hisse verilmesi ve petrol taşıma kolaylıkları tanınması sağlandı.
Almanya ile Fransa arasındaki meselelerin de ele alındığı konferansta Alman ordusunun büyütülmemesi gerektiği kararlaştırıldı.
San Remo Konferansı'nda Osmanlı Devleti'nin Asya ve Kuzey Afrika'da bulunan Arap toprakları üzerindeki bütün haklarından vazgeçmesi, bağımsız bir Ermenistan ile özerk bir Kürdistan'ın kurulması kararlaştırıldı. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin eski Suriye topraklarında iki A tipi manda teşkil edilerek Suriye ve Lübnan'ın Fransa, Filistin'in ise Birleşik Krallık'ın idaresine bırakılması Irak topraklarının da Birleşik Krallık'ın mandasına girmesi kararlaştırıldı. Teşkil edilen A tipi manda idaresi, söz konusu ülkelerin bağımsız sayılmasını, kendini idare edebilecek siyasi olgunluğa erişinceye kadar manda otoritesi altında kalmasını öngörüyordu. Ayrıca İzmir ve Trakya Yunanistan'a bırakılacaktı, Adana ile Antalya ve gerisindeki topraklar ise İtalya ve Fransa'nın etkin olacağı bölge olarak tayin edildi.
Boğazlar için yönetim işlerini takip edecek ve güvenliği sağlayacak iki komisyon kuruldu. Boğazlar her zaman ticari ve savaş gemilerine açık tutulacaktı.
Konferans tamamlandıktan sonra Osmanlı'nın son bulması bütün topraklarının paylaşılmasını öngören bu maddelere Osmanlı Heyeti itiraz etti. Sadece Damad Ferid Paşa teslimiyetçi bir tavır takınarak maddelere sıcak baktı. Halk ise bu maddelere hükûmetten daha fazla tepki gösterdi. İstanbul, Sultanahmet'te mitingler düzenlendi.
22 Temmuz 1920 günü devlet erkanı meseleyi görüşmek üzere toplandı. Toplantıya Osmanlı padişahı Mehmed Vahdeddin, Damad Ferid Paşa, Abdülmecid Efendi, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Beyefendi ve diğer devlet görevlileri katıldı. Görüşmelerde çıkan kararların kabul edilmesi sonucunda Osmanlı'nın hiç değilse Anadolu'da varlığını sürdürülebileceği aksi takdirde ise Osmanlı'nın tamamen yok olacağı görüşü ağır bastı. Küçük itiraz sesleri üzerine Damad Ferid Paşa "Kimdir bugün cesaret edip de bu devlet mahvolsun diyecek" sözleri üzerine o cılız ses de kesilmişti. Bundan sonra Padişah Vahdettin, kararlara imza etme taraftarlarının ayağa kalkmasını ret düşüncesinde olanların ise yerinde oturmasını isteyince heyetin tamamı ayağa kalktı. Sadece Topçu Ali Rıza Paşa çekimserliğini ifade etmişti.