Beycesultan

Bu yazımızda Beycesultan konusunu derinlemesine inceleyip analiz edeceğiz. Beycesultan, kökeninden günümüze kadar toplumun farklı yönleri üzerindeki etkisiyle dünya çapında ilgi ve tartışma konusu haline geldi. Aşağıdaki satırlarda bunun zaman içindeki gelişimini, farklı bağlamlardaki etkilerini ve olası gelecek perspektiflerini inceleyeceğiz. Kesinlikle Beycesultan dikkatimizi çekmeye ve üzerinde düşünmeye değer bir konudur ve bu makalede bu konuyla ilgili çalışmaya dalmaktan heyecan duyuyoruz.

Höyük alanında bulunan Beycesultan Türbesi.

Beycesultan, Denizli'nin Çivril ilçesine 5 km uzaklıkta yer alan ve Beycehöyük adıyla da anılan höyükte 1954- 1959 yılları arasında İngiliz arkeologları Seton Lloyd ve James Mellaart tarafından ilk kazıları yapılan ve ikinci kazıları günümüzde Dr. Eşref Abay başkanlığındaki bir bilimsel kazı ekibi Ege Üniversitesi tarafından sürdürülen arkeolojik sit. Ayrıca höyüğün yakınında Beycesultan Türbesi yer almaktadır.

Tarih öncesindeki Kalkolitik Çağdan Bronz Çağı'na, Bizans İmparatorluğuna uzanan çok uzun bir sekans içinde yerleşime konu olmuş olması Beycesultan'ın en önemli özelliğidir. Kazılarda keşfedilen ve çok ince bir sanatın ve işciliğin eseri olan buluntulardan bazıları Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde ve Pamukkale'de Hierapolis müzesinde sergilenmektedir.

Beycesultan'da keşfedilen ve MÖ 2. binyılın başlarına tarihlenen bir Luvi dilinde bir hiyeroglif mühür, üzerinde tartışmalar sürmekle birlikte, Anadolu tarihinin erken dönemlerine ilişkin yeni soru işaretleri doğurmuştur.[1]

Kaynakça

  1. ^ James Mellaart (1978). The Archaeology of Ancient Turkey ISBN 978-0370108421 (İngilizce). Bodley Head Archaeology. 

Dış bağlantılar