Bu yazıda Mirina'in günümüz toplumu üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Mirina, günlük yaşamın farklı yönleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğundan, bugün büyük önem taşıyan bir konudur. Bu yazı boyunca Mirina'in günlük yaşamdaki öneminin yanı sıra genel olarak ekonomi, politika, kültür ve toplum gibi alanlardaki etkisini inceleyeceğiz. Ek olarak, Mirina hakkındaki farklı bakış açılarını ve görüşleri analiz ederek anlamı ve sonuçları hakkında daha kapsamlı bir anlayışa ulaşacağız. Bu makalenin sonunda, Mirina ve onun günümüz dünyasındaki önemi hakkında daha derin ve eksiksiz bir anlayış sunmayı umuyoruz.
![]() | Bu maddede kaynak listesi bulunmasına karşın metin içi kaynakların yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir. (Temmuz 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
![]() Güzelhisar Çayı, sol tarafta da üzerinde Myrina Antik Kenti'nin bulunduğu Beriki Tepe. | |
Konum | Aliağa, İzmir, Türkiye |
---|---|
Koordinatlar | 38°50′43″K 26°59′4″D / 38.84528°K 26.98444°D |
Tür | Yerleşim Yeri |
İlgili kişi(ler) | Agathias |
Myrina (Yunanca Μυρίνα) İzmir'in Aliağa ilçesi yakınlarında bulunan bir antik kenttir. Antik adı Pytikos ya da Titnaios olan ve Çandarlı Körfezi'ne dökülen Güzelhisar çayının ağzındadır. Tarihçi Herodotos'a göre Gryneion'un 40 stadia güneyindedir. 12 büyük Aiol kentinden biri olarak anılır.
Efsanelere göre adını bir Amazon Kraliçesi olan Myrina'dan almıştır. Kent, "Biriki Tepe" ve "Öteki Tepe" denen iki yükselti üzerine kurulmuştur. Kentin Akropolis'i "Beriki Tepe" üzerindedir. İyi bir limanı olmasına rağmen tarihine ilişkin pek fazla bilgi yoktur.
MS 17 yılında Ege'yi sarsan büyük depremde yıkıldı. Roma İmparatoru Tiberius kente yardım etti ve onardı. Bu dönemde, Sebastopolis, İmparator'un kenti olarak anıldı. Sonra tekrar eski ismine dönüldü.
MS 106 yılında Myrina ikinci bir büyük depremle yıkıldı. Tekrar onarıldı. Ancak yavaş yavaş önemini yitirdi ve sönüp gitti.
Bu antik kentte bulunmuş, pişmiş topraktan yapılmış biblo boyutundaki heykelcikler bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Paris Louvre Müzesindedir.