Bu yazımızda Savcı Bey konusunu kapsamlı ve detaylı bir şekilde ele alacağız. Savcı Bey son yıllarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konudur ve toplum üzerindeki önemi ve etkisi yadsınamaz. Bu makale boyunca, kökeni ve evriminden bugünkü sonuçlarına kadar Savcı Bey ile ilgili farklı yönleri analiz edeceğiz. Ek olarak, okuyucularımıza bu çok alakalı konuyla ilgili geniş ve eksiksiz bir vizyon sunmak amacıyla Savcı Bey hakkındaki farklı görüş ve bakış açılarını araştıracağız. Hiç şüphe yok ki, Savcı Bey yakından incelenmeyi hak eden bir konudur ve bu makalenin, Savcı Bey hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen herkes için bilgilendirici ve aydınlatıcı bir rehber olmasını umuyoruz.
Şehzade Savcı Bey | |
---|---|
Doğum | 1362 Bursa, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 1385 (22-23 yaşlarında) Bursa |
Defin yeri | Osman Gazi Türbesi, Bursa, Osmanlı İmparatorluğu |
İkamet | Bursa, Osmanlı İmparatorluğu |
Din | İslam |
Ebeveyn(ler) | I. Murad ve Fûl-Dâne Hâtûn |
Şehzade Savcı Bey (1362, Bursa - 1385, Bursa), I. Murad'ın Fûl-Dâne Hâtûn'dan olma en küçük şehzadeleridir.
I.Murad'ın üç oğlu vardı. Bunların her birisi bir Osmanlı sancağında yöneticiydi. Şehzade Bayezid Kütahya'da; Yakup Çelebi Karesi'de ve Savcı Bey de Bursa 'da görevliydi.
Sultanın en küçük oğlu Savcı Bey'in çok geniş bir taraftar kitlesine sahip olması, I.Murad'ın gözünden kaçmamıştı. Bu yüzden, oğulları içinde yaşça en büyüğü olan Bayezid'e mektup yazarak, kardeşleri hakkında kendisine bilgi vermesini istedi. Şehzade Bayezid, cevaben yazdığı mektubunda, Yakub'un çok sessiz ve sakin olduğunu, ancak Savcı'nın, çevresinden etkilenerek bazı yanlış hareketlerde bulunabileceğini söylüyordu.[1]
I. Murad bu seferde iken "taht vekili" olan oğlu Savcı Bey bir şehzade ayaklanması başlattı. Gerçekte bu Osmanlı şehzadesinin ayaklanması İstanbul'da Bizans İmparatorluğu için imparator adayları arasındaki taht kavgalarının bir uzantısı idi. I. Murad 1373'te yanına vasal hükümdar olan Bizans İmparatoru V. İoannis ile birlikte bir Anadolu seferine çıkmıştı. Konstantinopolis'teki büyük oğlu Andronikos (sonra IV. Andronikos) küçük kardeşi Manuil (sonra II. Manuil) ile taht için rekabet halinde idi. Babasının başkentten ayrılmasından istifade eden Andronikos bir komplo yapıp imparatorluğunu ilan etti. Bu ayaklanma eylemine her nedense daha 24 yaşında olan Osmanlı şehzadesi Savcı Bey de katılıp Rumeli'de babası I. Murad yerine hükümdar olduğunu ilan edip kendi adına hutbe okuttu. I. Murad, komutası altındaki Osmanlı güçleri ile hemen Rumeli'ye geçti. Şehzade Savcı Bey ve Bizanslı gaspçı Andronikos'un komutası altında bulunan birliklerle İstanbul yakınlarında "Apikridium" mevkiinde bir çarpışma yapıldı ve I. Murad idaresindeki ordu Savcı Bey ve Andronikos'un ordusunu dağıttı. Savcı Bey Dimetoka'ya kaçtı ve orada yakalandı. Babası Savcı Bey isyanından çok etkilendiği için, önce onun gözlerine mil çektirme cezası uygulattı. Feridun Bey Münşeati terimiyle Savcı Bey "nur-ı basıradan mechur (görme ışığından yoksun)" edildi.[2] Aynı ceza Bizans İmparatoru V. İoannis tarafından asi oğluna da uygulandı. Fakat tarihçiler Bizans İmparatoru'nun bu cezayı daha hafif bir şekilde uygulayıp oğlunun gözlerine kızgın sirke döktürüp yarı kör ettirildiğini bildirirler. I. Murad oğlunu kör ettirdikten sonra boğdurarak idam ettirmiştir. Bursa dolaylarında başlayıp orada biten Savcı Bey öyküsü sonradan şiir ve romanlara konu olmuş bir trajik vaka oldu.